"Güzel anılar ve dostluklar biriktirmek" deyimi şu sıra iyice moda oldu. Kimisi sosyal medya hesabına bunu yazıp övünüyor, kimisi gençlere bu yolu öneriyor... İlk bakışta pek hoş! Fakat esas hikâye "biriktirmek" kelimesinde saklı. Ben de oraya takılıyorum... Tamam, inandık, paraya pula, mala mülke burun kıvırıyorsunuz. Ama anılara niye eşya muamelesi yapıyorsunuz? Gelelim dostluklara... İnsanın koca bir ömürde doğru düzgün bir, bilemedin iki dostu oluyor, siz nasıl oluyor da bol bol biriktiriyorsunuz? Yoksa, al gülüm, ver gülüm tanışlıklara veya şık arkadaşlıklara "dostluk" mu diyorsunuz? İtiraf edin, biraz öyle değil mi?
***
Günümüzün temel arzu akışı doymak bilmeyen
"biriktirme şehveti"dir. Üst üste koymak, istiflemek, hep daha fazlasını talep etmek... Biriktirdikçe, biz de çoğalıyor muyuz? Hayır! Üstelik adalet duygumuzu zedeliyor. Modern ahlak felsefesinin ustalarından Robert C. Solomon "
hep daha fazlasına sahip olma isteğinin haset duygumuzu kışkırtarak başkalarını anlama ve anlaşma yetimizi yıprattığını" söylerken haklıydı.
***
İstanbul'a bakmak... Hâlâ çok güzel, hâlâ baş döndürücü...
Çamlıca Camii'nin avlusunun dışında kalan terastan bakmak mesela... Veya Üsküdar'da yeni düzenlenen
Nakkaştepe Millet Bahçesi'nin ahşap yürüyüş platformundan bakmak...
***
Yıllar önce adlarını geçirdiğimde şöyle bir kulak verilir ama üzerinde durulmazdı. Şimdi
Ludovico Eiunadi'nin, Olafur Arnalds'ın, Nil Frahms'ın müziklerini sevip
düzenli dinleyen
ne çok genç var. Buna seviniyorum... Çünkü bu müzisyenler bize yeryüzünde gurbette olduğumuzu hissettirirken bir yandan da o tecrübenin yol açtığı kederi dindiriyorlar. İyi müzik böyle bir şey. (Olafur'un ayın 15'inde Zorlu'da konseri var.)
***
Bazı filmler özlenir... Şu sıralarda Semih Kaplanoğlu'nun Bal'ı, Ingmar Bergman'ın Çığlıklar ve Fısıltılar'ı özlemekteyim, bakalım ne zaman dvd'lerini koyup bir daha izleyeceğim.
Bergman deyince... Bize hep ne anlatır bu büyük yönetmen? Vicdanları rahatlatmanın kolaylığını ama "
iyi insan" olmak için fazladan çaba göstermek gerektiğini mi? Evet! Ya da şunu mu?
Kimse yüzleşip affetmek istemiyor ama herkes sızlanmanın konforuna bayılıyor.
***
Mor salkımlara bakıyor musunuz? Bakın! Aslen Uzakdoğulu bu güzelliğin tam zamanı...