Neymiş?
Kılıçdaroğlu yine İnce'yi inceden doğramışmış...
Kendi siyasi başarısızlıklarını unutmuş, İnce'yi niye İstanbul'a aday göstermediği sorusuna "bir başarı hikayesi yoktu" diye cevap vermişmiş...
Hep böyle mi gidecek?
Yine gülüp oyalanacak mıyız?
Muharrem İnce'nin dert etmediğini ben niye dert edeyim?
Kendisine oy verenlere "şizofrenler" diyebilen İnce, Cumhurbaşkanlığı adaylığı sonrası başına gelenlere ve genel başkanının tutumuna karşı dişe dokunur bir şey söyledi mi? Hayır!
Ben bu satırları yazana kadar da ortada bir şey yoktu, olursa, onu da konuşuruz.
İnce'yi de geçtim... CHP'nin ağır toplarından, eski tüfeklerinden ciddi bir ses çıkıyor mu?
Sadece mızıldanıyor, sızılanıyor ve kendi aralarında fısıldaşıyorlar, o kadar!
Bir zamanlar dillerinden düşürmedikleri "siyasi sorumluluk" lafı içlerinde gerçekten yer etmiş mi, konuşsunlar da görelim bakalım...
Zihinlerinden geçenleri ve tecrübelerini kamuya açık açık anlatmalılar.
Yok, onlar yine susacaksa...
Kılıçdaroğlu geyiğinden bana ne!
Ben, bu kişinin ve partisinin giderek ciddi bir "Milli güvenlik sorunu" haline dönüşmesine bakar ve bu meseleyi ciddiye alırım.
Müthiş bir sükunet ve hatta kayıtsızlık halinde TV ekranında "YPG, Türkiye'ye saldırmaz" diyebilen...
15 Temmuz'a dair bütün lafları FETÖ'cülerin hain yalanlarından öteye gitmeyen bir muhalefet liderinden ve partisinden söz ediyoruz.
Şakası olmaz!