Birkaç ısrarlı muarız hariç kur krizinin kendiliğinden patlak verdiğine inanan kalmadı.
Doğrusu, saldırının 24 Haziran'dan yaklaşık bir ay sonra gelmesi de manidardı.
Düğmeye basanlar dış siyasetimize dizayn vermek istedikleri kadar seçmeni de "cezalandırmak" istemişlerdi.
Sonuçta ne oldu?
İlk şok kısa sürede atlatıldı.
Etkileri sürecek elbette. Enflasyon yüksek, faiz problemli.
Fakat belki yakın tarihimizde ilk kez krizin ekonomik yönünün "yönetilebildiğini" gördük.
Siyasi yönüne gelince...
Diplomatik hamlelerle saldırı ortamını yumuşattık.
Kuzey Suriye ve Doğu Akdeniz konusunda da kararlılığımızı vurguladık.
Bilmesi gerekenler, Türkiye'yi kimsenin öyle kur oyunlarıyla falan yolundan çeviremeyeceğini artık biliyor.
Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Kuzey Suriye...
İran'ın patlama noktasına kadar sıkıştırılması...
Balkanlar'da artan askeri yığınak...
Yunanistan'ın kışkırtılmaya hazır bekleyişi...
Hiçbiri abartı değil...
Hiçbiri uzak meseleler değil...
Hiçbirinin şakası yok...
Bu çerçeveden bakıldığında, içerde huzursuzluğu büyütenler Türkiye'nin dostu olamazlar.
Bu çerçeveden bakıldığında, provokatif ortama göz yumulamaz.
Vesayet rejimi kalıntılarının güç gösterisi yapmasına izin verilemez.
Ve herkes şunu bilmeli ki...
Yeni Türkiye açık bir hakikattir; eskitilemez.