Tam da yargının "bitmeyen 28 Şubat"ına isyan ederken...
Ve o günlerin arka planını kökten tartışmaya hazırlanırken...
Birileri 28 Şubat'ın sembollerini klonlayıp gündeme boca etmeye başladı.
Hangi birini saysam, bilemiyorum ki!
Akla hayale gelmeyecek ilahiyat ve ilmihal tartışmaları...
Hepimizin sinir uçlarına dokunan ve milli birlik duygusunu hırpalayan provokatif çıkışlar...
Toplumun ruh sağlığından şüpheye düşürecek haberlerin bir kampanyaya dönüştürülmesi...
***
Semboller üzerinden kamuoyu oluşturmak önemli bir mekanizmadır. Hafızayı kurcalama tekniği hafife alınmamalı.
Geçen gün "
Bir Müslüm Gündüz eksik!" diye
içimden geçiriyordum ki,
haberlere baktım; o da gündeme
dahil oluvermiş.
Bir işaret fişeği sanki!
Tabii Hürriyet ve Sözcü yazarları falan durumdan çok memnunlar. Tıpkı 90'ların sonlarındaki keyifle ellerini ovuşturuyorlar.
Bazı dostlar bu manzaradan şüpheyle söz açtığımda "
millet eski millet, devlet eski devlet değil" diyor ve bu gelişmelerin üzerinde fazla durmamak gerektiğini vurguluyorlar.
Türkiye, eski Türkiye değil.
Yerden göğe haklılar.
Fakat "
eski Türkiye"nin tamamen ölüp gömüldüğü de doğru değil.
"Eski Türkiye" dediğimiz şeyin aslında
uluslararası sistemin uysallaştırılmış bir parçası olduğunu ve halen o dünya sistemiyle fena halde kavgalı olduğumuzu unutmamalıyız.
Yani "
saldırı" sürüyor!
Hem dışarıdan, hem de içerden...