Anlamıyorum...
Üniversitede Uluslararası İlişkiler okuyan öğrenciler gibi, ikide bir, "devletler arasında düşmanlık olmaz, önemli olan milli çıkarlardır.
Bugün aramız bozuk olur, yarın gerekirse düzelir" gibi laflar etmek neye yarıyor?
Ama bir kesim medya bu tekrarları seviyor.
TV yorumları, köşe yazıları bu tekrarlarla dolu.
Tabii Türkiye sanki ABD ve Batı'ya karşı yanlış yapıyormuş gibi bir izlenim yaratmaya özen gösterilmesi de ihmal edilmiyor.
Batı'nın buradaki beyaz eşya, beyaz insan, beyaz fikir bayisi gibiler...
***
Daha ne yapsın Türkiye?
Demokrasi ve insan hakları iddialarıyla cilaladıkları maskelerinin arkasındaki
gözü dönmüş çıkarcılığı yüzlerine vurmaktan başka ne yapsın?
Trump'la hiçbir konuda uzlaşamadan
Boeing uçak anlaşması yaptık.
Galatasaray Üniversitesi'ni Türkiye'den daha önemli tuttuğu duygusu uyandıran Macron'un
Fransa'sından da 25
Airbus uçak almaya karar verdik, vd.
Daha fazlasını onlar istemeyecek artık, Türkiye isteyecek!
Artık bizden el uzatmayı bekleme hakları yok, bunu beklemek bizim hakkımız!
***
ABD mesela...
Güney sınırımızda yüz bin kişilik bir ordu kurdu. DEAŞ'tı şuydu buydu, derken zaman geçti, yalanlar kuyruklandı...
Şimdi bu ordunun içine gömüldüğü
Suriye Demokratik Güçleri adlı paravan yapıyı ABD'nin resmen tanımaya hazırlandığı haberleri geliyor.
Geçen yaz sonu YPG temsilcileri "ABD bu topraklarda DEAŞ'tan sonra da kalacak" dediklerinde HDP/PKK sempatizanları sevinmiş, diğerleri de "yok canım o kadar da değil!" tavrı takınmıştı.
Sonrasını biliyoruz...
ABD'nin bizi kuşatması bir yana, Suriye'de savaşı daha da derinleştireceğinin işaretleri görülüyor.
***
Sonuç olarak...
Kimse bu millete öğrenci gibi davranıp devletler arası ilişkiler ve çıkarlar meselesini anlatmaya kalkmasın!
Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi "
biz kendi hedeflerimize odaklanırız." İsteyen bizi anlar, gelir, dost olur.
Bir devir kapandı.
Kapanmamış gibi yapmanın ne manası ne de faydası var.