Bazıları "Cihangir/ Bebek sanatçı tayfasından hiç söz etmeyelim, kendi çukurlarında sessizce çürüyüp gitsinler" diyor...
Keşke!
Ama söylemesi kadar kolay değil!
Milletin yarısının gözlerini kırpmadan izlediği tv dizileri onlarla çekiliyor...
Onların şarkılarını dinliyoruz...
Hipermarket tezgâhlarında yazar diye bunlar pazarlanıyor...
Onların gevezelikleri fikir ve sanat, hayatları magazin diye önümüze sunuluyor...
Eski medyanın ve sol/liberal mahfillerin desteğiyle tezgâh böyle kurulmuş, sürüyor.
Söz etmeyelim, ilgilenmeyelim, unutalım demekle olmuyor.
***
Özgüvenlerini hiç kaybetmeden çiğliklerine devam etmeleri bundan...
Biri kalkıp açık açık sosyal medyadan milleti tehdit ediyor.
Diğeri trafik kazasında iki kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuş ama itiraf metninde bile
hiç utanıp sıkılmadan etrafa vicdan öğretmeye(!) kalkışıyor.
İşte gördük...
Bir başkası da
Adana Film Festivali'nin ödül töreninde dünya çapında bir yönetmen ve hakiki
anlamıyla "
güzel insan" olan
Semih Kaplanoğlu'na nefret kusacak kadar kendini
kaybetti.
Tabii
yavuz hırsızlıkta da üzerlerine yoktur!
Her şeyi ve herkesi ötekileştirmek konusunda şampiyondurlar ama bunlara biraz ters baksan, seni "
ötekileştirici" olarak suçlarlar.
***
Buraya defalarca yazdım.
Bu tayfanın
sahteliklerinden, cılız zihin dünyalarından ve kıytırık sol edebiyat parçalamalarından midem bulanıp
pes ettiğim yılların üzerinden çok zaman geçti.
Aynı kelimeleri, aynı cümleleri, aynı sloganları on yıllardır döndürüp duruyorlar.
Bilginiz olsun...
Vicdanın "v"siyle ilgileri yoktur; ağır egosantriktirler.
Gündelik yaşamları birbirlerini itip kakmakla geçer ama millete konuşurken dillerinden vicdan kelimesini düşürmezler.
Ne var ki, benim, senin, bizlerin bıkmasıyla olmuyor.
Sektör bunların ellerinde...
Çark bunlarla döndürülüyor, medya hâlâ bunların eline bakıyor.
Su başlarını bunların ağabeyleri tutuyor.
Ne yalan söyleyeyim, bazen umutsuzluğa kapılıyorum.