Cambaza baktıran tartışmaların Abuk sabuk polemiklerin ortasında...
ABD'nin Kuzey Suriye'ye yığdığı silahları konuşacak ne dikkatimiz kaldı ne de mecalimiz.
Oysa esas gündemimiz bu olmalı!
Neden, nasıl diye bıkmadan, usanmadan düşünmeliyiz.
Mayıstan temmuz sonuna kadar Irak sınırından PYD'ye askeri araç, silah ve mühimmat aktaran tam 900 tır geçmişti.
Teslim edilen silahlar arasında 3 bin RPG-7 (taşınabilir anti-tank roketatar), 4 bini ağır olmak üzere 20 bin makineli tüfek bulunuyor.
Hayır, bu kadar değil!
PYD'ye ağustos başında yeni TIR'lar gitti. Üstleri zırhlı hummerlar ve tanklarla dolu TIR'lar.
***
Gerekçeyi biliyoruz...
Rakka'dan
DEAŞ'ı çıkartma operasyonunda başrol verilen PYD'ye yardım ediliyor.
Ama geçen gün "
ensonhaber" sitesi haklı olarak soruyordu: "
Kamyonet kasasında dolaşan DEAŞ'a karşı PYD'ye verdiğiniz tankların da yer aldığı 1021 TIR dolusu silahla ne yapmaya çalışıyorsunuz?"
Ben de şunu sorayım?
Rakka'da ne oluyor?
Niye geçtiğimiz yıllarda Rakka'da tavuk kesilse haber yapan Batı medyası şimdi neden sus pus?
Hani 10 Haziran'da tam üç koldan Rakka'ya girildiğini ajanslar çarşaf çarşaf duyurmuşlardı, şimdi ne oldu?
Sanki DEAŞ toz oldu, lafını eden yok.
Çok açık ki...
Bu silahlar DEAŞ'la savaşa falan gitmiyor.
ABD bu silahlar ve altyapı inşaatlarıyla
Suriye'nin kuzeyinde bir ordu/devlet kuruyor.
***
Tedirgin edici bir soru daha var...
Bu yeni "ordu"nun ve destekçisi ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın DEAŞ veya Şam rejimi dışında muhtemel bir hedefi daha olabilir mi?
15 Temmuz gecesi sınırın öteki yanında olup bitenleri hatırlayın...
Burunlarını sınırımıza çevirip farlarını söndürdükten sonra sabaha kadar Ankara'dan (ve
NATO'dan) gelecek haberleri bekleyen
YPG'nin havan yüklü kamyonetlerini hatırlayın..
Şimdi sevkıyatı yapılan lazer görüşlü keskin nişancı silahları, tanklar ve tanksavarlar, vinçler, buldozerler, ağır makineliler ne bekliyor olabilirler?
Söyleyeceğim o ki...
Yapay gündemler ve toplumsal dikkatimizi dağıtan tartışmalardan uzak durup hem maddi hem de manevi olarak "
milli savunma"mızın güçlendirilmesine odaklanmalıyız.
Sıradan şeyler yaşamıyoruz.
Çevremizde olup bitenler şaka falan değil! Bunu anlayalım artık.