Dün Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'i dinlerken bir yandan da "çok geç, çok geç" diye söylenip durdum.
Nitekim Görmez de hem kurumuna hem de akademiye benzer bir eleştiri yöneltti.
Tamam!
Bugün kamuoyuyla paylaşılacak "Kendi Dilinden Fetö-Örgütlü Bir Din İstismarı" başlıklı geniş rapor için Din İşleri Yüksek Kurulu'nun emeklerine teşekkür etmek borcumuzdur.
Hepsi tamam da...
Diyanet milletin ağzının içine baktığı bir kurum...
O kurumun "FETÖ karmakarışık bir din vaz'ediyor" veya "FETÖ'nün inancı İslam değildir; bambaşka inançlardan taşınmış bir ilahiyat anlayışları var" demesi için bu kadar beklememiz gerekir miydi?
***
Mesela bu çalışma için
Sızıntı dergisindeki
19 bin resim incelenmiş, 8 bininde İslam dışı mesihçi, evanjelik inançların izleri açıkça saptanmış.
Biliyor musunuz?
Oysa
FETÖ kaynaklarındaki sadece
100 resmin veya yazının incelenmesi bile bu konuda Diyanet'in erkenden kamuoyunu sarsıp silkeleyecek açıklamalar yapmasına yeterdi.
Gözünüzün önüne getirin...
Kabalistik veya İsevi sembolleri de geçtim.
Yahu Herkül deyip durdu adamlar...
Eski Yunan "Tanrıları" (ki bu da modernlik sonrası kültürel bir kurgudur, gerçekte mitoloji bir inanç sistemi olmamıştır, onu da ayrıca konuşuruz!) Zeus ile Alkmene'nin oğlu Herakles yani.
Din, diyanet, ilahiyat kurumları FETÖ'nün Herkül düşkünlüğünden de şüphelenip hemen harekete geçmedilerse, millet ne yapsın!
***
Haydi eski yılları geçtik, bir kenara bıraktık diyelim...
2013'te çalışmaya başlanması talimatını düşünecek olursak...
2015'te neden yetişmedi?
Hatta nasıl oldu da daha yakın zamanda bile Gülen referanslı Diyanet kitaplarının ikinci baskıları yapılıyordu?
Niye bu kadar uzun sürdü bu iş?
Oysa düşünün...
En geç 2016 başında gümbür gümbür bir rapor kamuoyuna nasıl iyi
gelirdi!