Hindistan'ın kuruluşundan bu yana ilişkilerimiz çok sıkıntılı bir hikâyedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hikâyeyi noktaladı.
Şimdi adım adım yeni bir hikâye; bir 21. yüzyıl serüveni başlatmak üzereyiz.
Ama bakıyorum da...
Geziye katılan arkadaşlar ve genel olarak medya Hindistan'la ekonomik işbirliği ve yatırım konularına ağırlık veriyor.
Oysa işin siyasi/ sosyal tarafı en az o kadar önemli!
İş başa düştü deyip buraya birkaç not düşeyim.
***
Hindistan'la Pakistan arasındaki her sorunda "
kardeş Pakistan"ın yanında yer aldık.
Gelmiş geçmiş hükümetlerimizin Hindistan'la en ufak bir yakınlaşma isteğine bizim monşerler "
Aman sakın yapmayın! Pakistan çok bozulur!" diyerek karşı çıktı.
O kadar ki, Hindistan'ı yok saydığımız dönemler bile oldu.
Peki bu pozisyonumuz Pakistan'ın işine yaradı mı?
Ne gezer!
Biz Hindistan'ı görmezden geldikçe
kârlı çıkan Pakistan değil, İngiliz kolonyalizmi ve Amerikan emperyalizmi oldu.
Oysa şöyle bir düşünün...
Mesela
Keşmir sorununun çatışmaya dönüştüğü günlerde
Hindistan'a sözü geçebilen
bir Türkiye ateşi söndürmekte
çok işe yaramaz mıydı? Bizim
müdahil olmamız Pakistan'ı
ferahlatmaz mıydı?
***
Hindistan'ın ilk başbakanı ve güçlü siyasetçisi
Cevahirlal Nehru'nun 1955'teki meşhur Bandung Konferansı'nın (ki sonra Bağlantısızlar Hareketi'ne dönüşmüştür) baltalanması için ABD ve İngiliz diplomatlarının yapamadıklarını
dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun yaptığından çok şikâyet ettiği bilinir.
Hepsi bir yana...
Türkiye'nin Hindistan'la ilgili en büyük yanlışı
sanki Hindistan'da hiç Müslüman kalmamış gibi davranmasıydı.
Eh, işte! Bir ülkenin gerçeğine bu kadar "
uzak" olunca ne Pakistan'ın işine yarıyordunuz ne de Hindistan'daki Müslümanların!
"
Masaya oturmak"tan sadece yatırım ve ekonomiyi anlamak bu yüzden problemli.
Mesela bugünkü Hindistan Başbakanı
Modi'ye "Bak, ülkendeki Müslümanlarla geçmiş ilişkilerin çok karanlık; bunu biliyoruz, bir daha asla o yollara girme!" demek için bile konuşacak kadar yakınında olmak ve masaya oturmak gerekiyor.
***
Hindistan 1 milyar 310 milyon nüfusu ve teknolojik/bilimsel enerjisiyle göz kamaştırıyor.
Çin ile birlikte geleceğin iki zirve ülkesinden biri olacak.
Ve unutmamalı!..
"
Dünya beşten büyüktür" iddiamızın en güçlü destekçisi Hindistan'dır.
Bu bakımdan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hindistan gezisi hakiki anlamda "
geleceğe açılım" hamlesidir.