Biliyorum...
Dünya hep Instagram fotoğraflarındaki gibi olsun istiyor insan.
Herkes ekşi maya tuttursun mesela...
Evler mis gibi taze ekmek, kurabiye, balkabağı çorbası falan koksun...
Kahveler koşuşturmaya kurban gitmesin, çaylar hep muhabbete eşlik etsin...
Herkes ama herkes o güzel yemekleri tadabilsin...
Keşke! Ama nerede?
Hele yaklaşmakta olan dünya bize hiç öyle bir görüntü vermiyor.
***
ABD'nin dönüşme sancılarını, örtülü bir üçüncü dünya savaşının varlığını, giderek artan İslam düşmanlığının muhtemel sonuçlarını sık sık tartışıyoruz.
Fakat yaklaşan bir başka tehdit var ki, ya farkında değiliz ya da kendimize bile itiraf etmekten kaçınıyoruz.
Neden mi bahsediyorum?
"Küresel merkez"in dışında kalan ülkelere doğru yaklaşmakta olan
gıda krizinden bahsediyorum.
Gıda artık küresel tekellerin işi. Ne isterlerse o oluyor.
Kriz isterlerse de kriz oluyor.
Durum bu kadar vahim.
Bakıyorum; bizde internet ve sosyal medya ortamında "
Derin Düşünce" grubu dışında kimsenin bu hayati meseleye dikkat çektiğini görmüyorum. Tuhaf!
Bir tür körlük!
Oysa kontrollü gıda krizi toplumları "
terbiye etme" ve üzerlerinde egemenlik kurma konusunda en etkili araç.
***
Mesela
Arap Baharı'nda siyasi
komploları,
sosyolojik dinamikleri
falan çok
konuştuk ama
"ekmek ekonomisinin"
yerini
hemen hiç
konuşmadık.
İki binlerin başında ABD muazzam krediler verdi Mısır'a.
Bu para Amerikan buğday silolarında birikmiş fazlanın Mısır tarafından satın alınması için kullanıldı. Nasıl bir "tezgâh" olduğunu düşünün!
Birdenbire büyük bir buğday ithalatçısına dönüşen Mısır 2010 yılına geldiğimizde "
ekmek ekonomisi"nin içinden çıkamaz olmuştu. Aynı yıl bütün dünyada küresel bir gıda krizi gerçekleştiğini, buğdayın fiyatının muazzam arttığını çok az kişi biliyor.
Oysa
2011'de Tunus ve Mısır'da sokağa dökülenlerin havaya
kaldırdıkları ellerinde
"
ekmek" vardı.
***
Uzun hikâye...
Devamını sonra getiririm.
Şimdi uzatmadan söylemek istediğim şu...
Öyle bir dünya geliyor ki...
Türkiye bu dünyayı ancak güçlü bir liderlik ve hızlı yürütme modeliyle göğüsleyebilir.
Tabii Türkiye'yi Nişantaşı ve Çeşme'den ibaret sananların anlayacağı şey değil bu anlattıklarım...
Fakat siz anlamışsınızdır.
Çevrenizdekilere de anlatın!