Elbette FETÖ'den konuşacağız.
Bilenler, yaşayanlar, tanıyanlar anlatacak.
Bana kalırsa henüz yeterince anlatılmadı bile...
Hem örgütün elebaşısı, hem de yapısı hakkında bilinenler iyice ortaya dökülmeli ki, sonrası için ibret ve tedbir imkânımız olsun.
Ama şunu iyi bilmeliyiz...
Klişeler öldürücüdür!
Kolaycılık bir çuval inciri berbat eder.
Basit meraklarımızı gıdıklayan kimi şeyler vardır ki, bilgilenmemizin yollarını tıkar.
Üstelik bazen açığa vurulan kimi şeyler esas karanlığı örter.
Anlayacağınız...
Bir grup "feda robotu"nun darbe girişimini, örgütün acımasızlığını ve arka planını tv'lerde saatlerce köpürtülen "zaten hepimizi falakaya yatırırdı, çok gaddardı" hatıralarıyla kavrayamayız.
Tersine iş gerçeklikten çıkar, masala döner.
Geçen bir tv programında toplanmış beş altı kişi "nihayetinde Gülen bir şizofrendir" tezinde birleştiler. Üstüne heh heh diye gülüşüldü bile.
Olmaz! Olamaz!
Bu yaklaşıma şiddetle karşı çıkıyorum.
Birincisi, şizofreni tanısı koyulmuş insanlara ayıp, günah!
İkincisi, böyle diyen kafalarla hiçbir şey aydınlatılmaz, ancak olup bitenlerin üstü kapanır.
Elbette "kült"lerin (uyduruk inanç gruplarının) liderlerinin birtakım ruhsal sapmaları, tuhaflıkları olur.
Fakat arkadaşlar gizemli bir tv dizisinden falan söz etmiyoruz ki...
Kırk yıllık bir örgütlenmeden söz ediyoruz. Nüfuz ticaretinden, muazzam bir servet birikiminden, soru çalma ve hırsızlık gibi işlerden, paralel devlet yapılanmasından ve en nihayetinde 15 Temmuz'a yol açan bir terör dalgasından söz ediyoruz.
Aman ha!
İşin bu tarafını sakın gözden kaçırmayın!
Kısa bir ara...
Çok bunaldım sanırım. Yıllık iznimin kısacık bir bölümünü kullanmak üzere sizden de izin istiyorum.
Cuma günü yine burada, bu köşede olacağım inşallah!