15 Temmuz'u yaptıranlar hırslarından, hesaplarından, planlarından vazgeçer mi?
Dikkat buyrun, Pensilvanya'dan söz etmiyorum.
Onu bugünlere hazırlayıp maşa gibi kullanan iradeden söz ediyorum.
Yani bizde okullardan TSK'ya her yerde örgütlenmiş "paralel çete"den değil, küresel merkezin içindeki "paralel yapı"dan söz ediyorum.
Fetocu robotlardan değil, yıllardır onları sahaya sürüp işini yaptıran ama yarın öbür gün kolayca başka maşalar bulabilecek "üst irade"yi kastediyorum...
Bu soruyla da boğuşmak ve bir çözüm bulmak zorundayız.

*** Millet gönlünde yer etmiş Erdoğan sevgisiyle, geleneksel irfanıyla ve bir istiklal mücadelesi ruhuyla harekete geçti, darbecileri durdurdu.
Sadece bu darbecilere değil, potansiyel darbecilere de esaslı bir ders verdi ki, hiçbir zaman unutulmaz.
Bu milletin hakkı ödenmez.
Fakat yılan yılandır.
İlle de kafasını kaldırıp saldırarak sokmaz; sürünerek yaklaşır da sokar çoğu zaman.
Şimdi emin olun ki...
Fetocu robotları öne süren ve sadece darbe değil, aslında bir işgal girişiminin ilk adımını atanların şimdilik hesapları bozuldu, planları tavsadı ama hırsları sönmedi.
Biliyoruz...
Teröristleri, muhalefet partilerini, sızdıkları devlet kurumlarını kullandılar olmadı.
Fakat zorlayacaklar ve gerektiğinde iktidar partisini kendilerine kalkan yapıp kullanacaklardır.
Yani şu nokta kesin: Teyakkuz günlerindeyiz, bu günler çarçabuk geçmeyecek. ***

O halde...
Türkiye'nin başına büyük belalar açmaya kalkışmış küresel merkezin iradesine karşı nasıl uyanık olacağız?
Ben şu kadarını açık açık söylemek isterim...
Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan ötesinin sözlerine ağırlık vermeyin.
Nedense ikide bir tv'lere çıkmaya heves eden eski makam ve mevki sahiplerinin (kim olursa olsun!) sözlerini de ciddiye almayın!

***

SEN NEREDEN BİLECEKSİN!
Hürriyet'in pop sosyologu şimdi kalkmış "Nasıl oluyor da hâlâ ayaktayız?" diyor.
Yıldız Tilbe'nin tvitlerini kendine malzeme yapmış. Tilbe'nin "Hâlâ ayaktayız, çünkü yıkılacak yer bulamıyoruz" deyişine bayılmış, oradan kalkarak böyle soruyor.
Ağzımı kulağına dayayıp bağırmak geliyor bazen: "Sen nerden bileceksin?"
Sana bunu dostun Kai Dikkerman veya tekne gezilerindeki arkadaşların, Beykoz konaklarında o gece derhal ışıkları kapatıp üzerine battaniye çeken komşuların anlatamaz ki...
Milleti hep turistik, egzotik bir alan olarak gördün. Bence hiç cevap aramaya kalkışma!