Borç harç içinde ay sonunu zor getiren ama burjuva gibi yaşamakta ısrar eden arkadaşına "hayat tarzını ve tüketim alışkanlıklarını değiştirmezsen perişan olacaksın" diyorsun...
İtirazı belli...
Önce "moralimi bozma ama!" diyor.
Az sonra da hep olumsuz düşünmekle suçluyor.
Bir anneye çocuğunun çok öfkeli olduğunu, eline geçirdiği her şeyi kırdığını, sokak hayvanlarına zarar vermeye çalıştığını hatırlatıp bir çare araması gerektiğini söylüyorsun...
Sert biçimde "çocuktur, normal" diye karşılık veriyor. Devamını getirmiyor bile.
Güncel siyaset tartışmasına "İç savaş tehdidi yaratıp darbe ihtimalini olgunlaştırmak isteyenler var" diyecek oluyorsun...
Karşındaki ezbere itiraz etmekte bir saniye bile beklemiyor. "Türkiye artık eski Türkiye değil, o ihtimaller kalktı, böyle düşünmek beyinsizlik!" diyerek ağzını bozma noktasına varıyor. Çünkü zihni "olumlu bakma" takıntısına hapsolmuş.
Böyle birçok örnek verebilirim.
Alt alta sıralasam çok uzun bir liste olur.
Olay şu...
Gözlerini kapatırsan kötü ihtimallerin yok olacağını sanma çocuksuluğu ne yazık ki, yetişkinlere has bir özellik olup çıktı.
Öyle bir "körlük" ve "kaçış" ki, virüs gibi her yere yayılıyor.