Selman, İbrahim ve ben... Cezayirli grup Freeklane'i dinleyerek köprüyü geçiyoruz. El Madani, El Gorba, Lala Mira... Şarkılar birbirine ekleniyor. Çengel'de sahura bekleyen dostlar olmasa, gaza basıp yolu gittiği yere kadar uzatabiliriz.
Uzun, narin parmaklar piyanonun tuşlarına dokunmaya başlasa... O an, öyle, olduğu kadarıyla, hiç kasmadan, içinden geldiği için Erik Satie parçaları çalsa...
Sophie Zelmani... Nasıl duru bir söyleyiş ve ne güzel şarkılar: So Long, Stay With My Hearth, Going Home, I'm the Rain, Travelling, vd.
Birden türkü dinlemeye başlamıştım ya, Gülay'ın "Bulut bulut üstüne"si ve Şevval Sam'ın "Gelevera deresi"nde takıldım kaldım. Tekrar, tekrar dinliyorum.