"Fethi Bey Aydın'a gelirken, yanındakiler il başkanlığı için beni tavsiye etmişler. Çiftliğe geldiler, şehirde Fethi Bey'in beni beklediğini söylediler. Beni samimi tarzda karşıladı. Serbest Fırka'nın ülkenin hayatını değiştireceğini söyledi ve partinin Aydın'daki başkanı olmamı istedi. Yeni partinin başarılı olmasını istiyordum ama hem politikaya atılmaktan çekiniyor hem de çiftlikten ayrılmayı düşünmüyordum. Teşekkür edip, özür diledim. Hiç mazeret kabul etmeyeceğini söyledi. Gecenin geç vakitlerine kadar heyecanlı bir havada konuştuk. Nihayet ikna oldum."
Rahmetli Adnan Menderes tam 30 yıl sürecek politik hayatına işte böyle başlamıştı.
***
Dün yazdım, tekrarlayayım...
Çıkan karışıklıklarda polis ateşiyle 14 yaşlarında bir çocuğun öldüğü; Alsancak liman işçilerinin yeni partiyi greve çıkarak selamladığı ve
nihayet stadyumun kapılarını kırarak 50 bin kişinin toplandığı mitingden birkaç gün sonrasından; olaylar üzerine
Mustafa Kemal'in derhal tarafsız görüntü vermekten vazgeçip "
ben elbette Halk Fırkalıyım!" demesinin hemen ardından söz ediyorum.
Sert ve net bir başlangıç bu.
Hesapsız kitapsızlık ve cesur yürek isteyen bir başlangıç.
Edward Said "
başlangıç yalnızca bir eylem türü değil, bir ruh hali ve tavırdır" der ya...
İşte o!
***
Adnan Menderes o koşullarda
Serbest Fırka'ya girerken ne
Atatürk'ün talimatıyla hareket edenlerdendi ne de
Halk Fırkası'nda gelecek görmediği için ayrılıp katılanlardandı.
Serbest Fırka kapatıldıktan sonra kendisini Halk Fırkası'na katmak üzere görüşmeye gelen
Celal Bayar ve ekibinden de bu bakımdan ayrılıyordu.
O "
ülkenin hayatını değiştirmek" için politikaya girmişti.
Öksüz ve yetim olmanın ürpertisini devletin derin fakat sıcak kucağına gömülerek gidermeyi seçebilirdi.
Fakat politikaya başladığı günkü tercihe;
o ruh haline ve tavra sonuna kadar bağlı kaldı.
Neydi o?
Kaskatı kesilmiş
Ankara'ya karşı enerjik
Anadolu...
Seçkinlerin(!) iktidarına karşı seçilmişlerin iktidarı...
Devlet babaya karşı millet ana...
Darağacına çekilen aslında bir Başbakan değil, bu tercihtir.
İdamına uzanan son günlerinde çekilmiş fotoğraflarında onu "
yenik görüntü" vermeye zorlayan darbeci subaylar
Tarık Güryay ve
Teoman Koman'ın kibrine dikkatle bakın, ne demek istediğimi anlarsınız.