Yeni bir moda çıktı.
Anladığım kadarıyla, Cihangir, Büyükada okumuş, yazmış çevrelerine "inisiye" olmak için bu modaya uymak şart.
Nasıl mı?
Bir siyasal gelişme karşısında durup "bu işin arkasında bir bit yeniği olabilir" gibi laflar zinhar etmeyeceksin! İnat ve ısrarla "Gezi'de komplo yoktu, her şey kendiliğinden gelişti" diye tepineceksin...
"Paralel örgütün komplosu"nun sadece siyasal bir iddiadan ibaret olduğuna inanacaksın...
Suriye'de olup bitenler ve Mısır darbesindeki uluslararası dinamiklerin varlığını inkar etmek için sekiz takla atacaksın...
Benim gibi "Beyaz Türk zihniyeti"nden şikayet edenleri "bu toprakların geleneksel komplocu temayülleri"ne bağlayan yazılar kaleme alacaksın...
Ve tabii eşten dosttan "aman ne kadar entelektüel analizler!" diye alkış alıp hem modaya uyacak hem de egonu okşayacaksın.
***
Oysa bu moda da geçecek!
Yıllar sonra gün gelecek dosyalar açılacak.
İtiraflar, ifşaatlar, gizliliği kalkmış hatıralar, belgeler... Hepsi ortalığa saçılacak.
Her sosyoloji kendi komplosunu çağırır. Bu gerçek bir daha öğrenilecek.
Benim kuşağım bu bakımdan çok ciddi sınavlardan geçmiştir. Ama akranım "
solcu ağabeyler" gençlere bunları anlatmak yerine unutturmaya çalışıyorlar.
Şili'de Allende'yi deviren kanlı 1973 darbesindeki açık dış komplo ve müdahaleyi bugün inkar eden var mı? Yok!
CIA belgeleri ve ifşaatlar ortada.
Fakat hatırlıyorum da...
O zamanlar bütün
Batı medyası Allende'ye karşı orta sınıf ev kadınlarının sokaklara çıkıp tencere tava çalışındaki "
sosyoloji"ye bakıyordu.
Şimdi bizim malum tayfaya diyorum ki...
Hayal edebiliyor musunuz, bilmem ama...
O gün geldiğinde
Wikipedia'ya "
Gezi" maddesini yine siz yazacaksınız, fakat "
Neocon'ların ve paralel örgütün rolü" veya "
Gezi'de Avrupa'nın kirli eli" gibi başlıklar açmak zorunda kalacaksınız.