Malezya Havayolları'nın 370 Uçuş Numaralı Boeing 777 tipi uçağı sekiz gündür kayıp. NYT'den Lisa Miller "evin anahtarlarını, okuma gözlüğümüzü kaybedebiliriz ama kocaman bir şey, hele bir uçak nasıl kaybolabilir?" diye soruyordu geçen gün.
Hiper-rasyonel, ultra-teknolojik uygarlığımızın surlarındaki çarpıcı gedik: insan! Birisi muhtemelen transponder'ı (bir uçağın yer ve hava sinyal vericileriyle haberleşen aygıtı) kapatmış. Sonra dört saat daha uçmuş uçak.
CNN International'da "Uçaklar Neden Düşüyor?" adlı kitabın yazarını dinledim. MH 370 için "Bilemiyorum" dedi.
***
Sessizlik istiyorum. Bir de içinde hiçbir iddia bulunmayan kelimelerle konuşmak.
Yorulmuşum.
***
"
Kişisel Gelişim"ciler modern şehirli insana "
Sakın, pes etme!" deyip duruyorlar...
Oysa bir rahat bıraksanız! Şimdi, burada, bir defalığına pes etse, belki başka bir zaman, başka bir yerde yepyeni bir yola çıkma imkanı bulacak.
***
Hissetmek irkiltir insanı. Tedirgin eder.
O yüzden hemen hissettiklerimizi yorumlamaya başlarız.
Hisleri öldürmenin kesin yolu onlar üzerine konuşmaya başlamaktır.
Allah'tan ki, ölüp ölüp dirilirler!
***
İçtenlik başkalarına yakınlıkla değil, kendi "
iç"ine yakın olmakla başlar.
***
Birlikte olmak... İnsan binlerce yıl boyunca bir başkasıyla mutlu olduysa, böyle mutlu oldu. Sonra pek yakın zamanda "
paylaşmak" çıktı ortaya. Anthony Giddens'ın deyişiyle sürekli "
çaba pazarlığı" hani! Hep hesap kitap; benden bu kadar, senden o kadar... Paylaşmak çıktı çıkalı, mutluluk bitti, gerginlik başladı.
***
Fatma Barbarosoğlu'nun sanal paylaşımcılar için dile getirdiği soruyu gerçek hayat için de sorabiliriz:
"Bu kadar paylaşımın niye bereketi yok?"
***
Yeni bir laf çıkarmışlar:
"Doğru odaklanmak!" Oysa genç kuşaklar hiç odaklanamıyorlar, nerede kaldı yanlışı, doğrusu!
***
Birisi söylese ona...
Ruhu yok ki, ikizi olsun!
***
Onu her gördüğümde kulağına fısıldamak istiyorum: Sağlıklı olmak
ölümsüzlük demek değildir, hepimiz öleceğiz.