Siyasete dokunduğum zaman fikirlerimden hoşlanmayanlar hemen hafif aşağılayıcı bir tonla mail döşenir ya da tweet atar: "Siz yine çiçekten böcekten, zeytinden peynirden söz edin!"
Sanırsınız ki, medyadaki 30 yılımı bunlardan söz ederek geçirdim. Keşke öyle olabilseydi, demekten de çekinmem.
Peki tamam! Haydi, azıcık peynirden söz edeyim!
Son aylarda hayatımı simit peynire endeksledim ama tv kanallarında rastladığım yemek programlarını ve ünlü şeflerin özel olarak getirttiğim dvd'lerini izlemeyi seviyorum.
Bu yüzden Digitürk'teki Türkmax kanalının yemek kanalına dönüşmesi hoşuma gitti.
Şimdiden sevdiğim bölümler var. Fakat popüler kültürümüzü esir alan "uydurukçuluk" orada da dikkatimi çekiyor.
İyi bir taklit için bile özümsemek gerekiyor ki, genellikle bu yolu değil, kafadan atmayı tercih ediyoruz.
Geçen gün kanaldaki şeflerden biri "Pesto soslu fırında sebze" yaptı.
Güzel! Fakat son dokunuş olarak parmesan eklerken "siz isterseniz beyaz peynir koyabilirsiniz" demez mi!
E, o zaman parmesanı da, yaptığın yemeği de hiç anlamamışsın! Çünkü o iki peynirin tatları ve dokuları birbiriyle ilgisiz.
İlle de yerli bir peynir önereceksen, sert, eskitilmiş ve aroması güçlü peynirlerimizden birini seç.