Ekim 1994'te Kanada'nın tatil yörelerinden Morin Heights'teki orman itfaiyesi bir yangın ihbarı aldı.
Olay yerine gittiklerinde bir villanın kül olduğunu gördüler.
Polis içerde "Order Of The Solar Temple" adındaki dini cemaatin lideri Joseph Di Mambro ve dört kişinin cesedini buldu. Yangından önce bıçaklanarak öldürülmüşlerdi.
Ertesi gün öğle sularında İsviçre'de Freiburg kantonundaki Solar Temple merkez binasında yangın çıktı. İçerde aralarında küçük çocukların da bulunduğu 23 ceset bulundu. Bazılarının silahla vurulduğu, bazılarının başlarında siyah plastik poşetlerle boğuldukları anlaşıldı. İki saat sonra başka evlerde çıkan yangınlarla ölü sayısı 70'i geçti.
İlginçtir, medya bütün şüpheli delillere rağmen bu ölümleri "inanç intiharları" olarak yansıttı.
Polisin ulaştığı kimi bilgiler birkaç gün önce Di Mambro'nun bir "Son akşam yemeği" düzenlediğini ve bağlılarına "deccalı engelleme görevinin kendilerinden alındığı"nı anlattığını gösteriyordu.
***
Hatırlıyorum...
1995'te
Yeni Yüzyıl gazetesinin Pazar eki için bu olayı derleyip toparlamaya çalışmıştım.
Okurun ilgisini çekecek gizemli bir hikâye diye düşünüyordum. Fakat yazı işlerindekiler "
Tapınak Şövalyeleri'ne özenen delibozuk ve küçük bir inanç grubunu büyütmenin âlemi yok!" deyince vazgeçmiştim.
İşin büyüklüğünü sonra anladık tabii.
2001 yılında Lüksemburg'da patlayan bir para aklama skandalının geçmişe dair izleri son derecede sofu nitelikteki masonik grubun nasıl
istihbarat örgütleri tarafından kullanıldığını ortaya çıkarmıştı.
Malum, o tarihlerde Berlin Duvarı henüz yıkılmıştı ve Avrupa karanlık ilişkiler ağıyla örülüyordu.
Rusya, Ukrayna ve İran'ın başını çektiği muazzam bir illegal
uranyum piyasası oluşmuştu. Ortalık kirli para kaynıyordu.
Di Mambro ise "
bizim ışığımız karanlığı ve kiri temizler" diyordu. İsviçre'deki banka hesabından yıllar sonra milyonlarca dolar çıktı.
Ölümlerle ilgili dosyaya gelince, 2006'daki davadan sonra kapatıldı ve bütün yaşananlar sessizliğe gömüldü.
***
Bunları niye anlattım?
Geçen gün bir arkadaşım
Moon cemaati için yazdıklarımı okuyup şöyle sormuştu: "
Neye inanıyor olurlarsa olsunlar, bir inanç grubu nasıl devasa bir şirket gibi çalışır? Nasıl olur da bağlılar bizim neden dünyanın dört bir yanında yatırımlarımız var diye sorgulamaz?"
Haklıydı arkadaşım. O yüzden, meraklısına bir de çok daha küçük görünen ve başına olmadık işler gelen bir "
modern cult"tan örnek vereyim dedim.
Şu notu da koymak zorundayım...
Biz de artık özellikle Batı'da serpilmiş veya yerleşmiş inanç gruplarını
sadece geleneksel modellere bakarak anlamaya çalışmaktan vazgeçmeliyiz.