İçinden gelerek ve şükranla yaşlı adamın elini tuttum.
O da benim kolumu çocukmuşum gibi vuruşlarla okşadı. Bir süre sonra ona tepede gördüğüm deli oğlandan söz ettim. "Meczub o" dedi; "deli denmez ona, çünkü ipleri tamamen elinden kaçırmış değil. Ona sarhoş diyebiliriz. Aşkla sarhoş. Şaraba batmış. Balın içinde saydamlaşmış.
Meczub." Bu kelimeyi öyle bir doyum, öyle bir neşve içinde tekrarladı ki, doğrusu şaşırdım. "Bizim aşkımız nasıl da az. Aşk bile denmez... Ummana dalacağız.
Korkuyor musun? Hayır mı?
Ah! Ama korkmalısın." IAN DALLAS (Gariplerin Kitabı)