Şık giysili, pek "beyaz" hal ve tavırlı, orta yaşlı iki kadın...
Gözde tatil kasabasının taş evlerle bezeli sokaklarından birindeki antikacıya yaklaşıp sordular.
"Geçen akşam silahlar patlayan bir restoran varmış buralarda, nerede olduğunu tarif edebilir misiniz?"
Ne bir eksik, ne bir fazla!
Tam böyle sordular.
Adam doğru mu işitiyorum diye bir an duraksadıktan sonra karşılık verdi.
"Bilmiyorum ama niçin soruyorsunuz?"
Kadınlar çok tabii bir şeyden söz ediyormuş gibi gülümseyerek açıkladılar.
"Merak ettik, moda olur şimdi, gidip görmek istiyoruz."

Bu toplumun hiçbir sınıf ve katman tanımaksızın teslim olduğu "trend manyaklığı" üzerinde derinlemesine durma zamanı geldi de, geçiyor.
Bir tür "esaret" hali!
Öyle bir esaret ki, bütün kuşlar kafeslerini seviyor.
Olup biteni daha iyi anlamak için belki tatil yörelerine ve oralardaki tutumlara bakmak daha doğru.
Neden mi? Çünkü şehir hayatında asimile olan veya siyasi-sosyal dalaşmalar içinde gözden kaçan ne varsa, tatil yörelerinde fena halde çıplak!
Peki ne görüyorsun, diye soracak olursanız, isterseniz fikrime "orta yaş huysuzluğu" deyin ama iyi şeyler görmüyorum.

İşte size bir başka "yeni toplum" tablosu.
Aynıyla vakidir...
Ünlü bir sahil kasabasının yakınlarındaki muhteşem manzaraya sahip tepedeyiz.
Orta Anadolu şehirlerinden birinin plakasını taşıyan minibüs uçurumun kıyısına kadar yanaşıp durdu. İçinden torunlar, gelin, oğlan ve gerçekten ak sakallı bir dede çıktı.
Uçsuz bucaksız uzanan deniz ve içine serpiştirilmiş adalar manzarasını görünce dedenin gözleri parladı.
Ama çocuklar dedelerinin uzun uzadıya bakmasına izin vermedi. Manzaraya arkalarını dönerek ailece poz verilecek ve fotoğraflar facebook profillerine konulacaktı.
40'lı yaşlardaki oğul yaşlı adamın koluna girerken "şimdi moda bu baba!" deyip ardından yontulmamış bir gerçekçilikle "hem ilerde bu fotolara bakıp seni anacağız, fena mı!" diye sormaz mı!
Tek kişi bile manzaraya doğru düzgün bakmadan çekimler bitti, minibüse binildi.
Araba manevra yaparken başını cama dayamış yaşlı adamla göz göze geldik.
Gözlerinde tam adlandıramadığım bir hüzün vardı!