"Rüyamda kredi kartlarıyla oynuyordum" dedi. Şaşkındı.
Yol değil, hediye değil, hastalık değil, sağlık değil.
Deniz değil, dağ değil. Kredi kartı.
Hani belli ki...
Böyle bir şeyi rüyalarımıza kaynaklık eden bilincin ötesindeki uçsuz bucaksız kuytuluğun işaret diline pek yakıştıramamıştı.
Bir ahbabına sormuş; "Birileri güvenilirliğini test ediyor" cevabını almış. Zarif ve zeki biriymiş belli ki!
"Sen bilirsin" dedi, "rüyamı anlatsam, bana psikanalitik yorumunu yapabilir misin!"
İçimde büyüyen kahkahayı tutmayıp bıraktım.
"Ne psikanalizi!" dedim; "Kalk kredi ekstrelerini incele, kartlarının borç durumunu bir daha gözden geçir. Belki de ilahi bir uyarı bu!"
***
Sık sık aynı noktaya değiniyorum.
Hep
makro iktisada odaklanıyoruz.
Üretim ilişkileri, sermaye dolaşımı, merkez bankaları, para politikaları, ithalat, ihracat, vb...
Bir de içinde sanki iktisada pek yer kalmayan tek tek kişisel hayatlarımız var: İnançlarımız, hazlarımız, tercihlerimiz, yargılarımız, mutluluk ve mutsuzluklarımız, vb.
Özellikle de
orta sınıf böyle bir ideolojinin içine hapsedilmiş durumda.
Oysa "
gündelik hayat iktisadı"nı görmezden gelerek
ahlak, toplum, demokrasi, mutluluk, hatta maneviyat falan konuşamayız. Konuşursak, eninde sonunda "
yalan" oluyor!
Çünkü neye inanırsanız inanın, hangi kesimden olursanız olun...
Herkes için ortak nokta şu:
Arzularımız hiç tatmine ulaşmıyor, hep daha ötesi var. O yüzden sürekli "
kredi" gerekiyor.
***
Söyleyin...
Köleler gönül zenginliği ve zihin açıklığıyla bir karar verebilir; özgürce bir eylemde veya tercihte bulunabilirler mi? Hayır!
Ya modern köleler? Yani kredi kartı müptelaları?
Sorsan, yoksul değiller. Ama halleri yoksullardan beter! Bankalara ta "i
çlerinden" zincirlenmişler.
Tabii makro iktisat açısından yaklaşanlar buna "
gelişme" diyor; "
kalkınma" diyor.
Sonra "
aman sakın!" deniyor; "
tüketim artsın, bu aynı zamanda istihdam ve büyüme imkânıdır."
Eh, haklılar da!
Memleket gelişiyor, ekonomi büyüyor, "
geçim derdi" hale yola koyuluyor.
Ama bu arada insan "
mikro"laşıyor!
Rüyalarımızda artık ak sakallı dedeler yerine kredi kartları dolaşıyor..
Bir çıkar yol var mı peki? Umutsuzum.
Ne yalan söyleyeyim, bazen bunları yazarken, "
gevezelik" yaptığıma hükmediyorum.