Hazırlık cümlelerine falan gerek yok. Dümdüz soracağım...
Hoyrat, saygısız, kibir manyağı bir avuç hekimin günahlarının bedelini işine ve hastasına saygılı, kalbi tertemiz hekimlerin çekmesine...
Açgözlü ve şımarık birkaç hekim yüzünden binlerce hekimin geçim sıkıntısı çektiği gerçeğinin kamuoyunun gözünde perdelenmesine...
Daha ne kadar tahammül edilecek?
Sözüm Sağlık Bakanlığı'na falan değil, doğrudan hekimlere...
İpin ucunu kaçırmış; aklı fikri "piyasa" yapmakta olan ve viziteye çıkmaya bile üşenen meslektaşlarınızı siz uyarmayacaksanız, başka bir kurumun faydası olmaz!
***
Hep hekim dayanışmasından söz edilir.
Tamam ama nereye kadar?
Merak ediyorum...
Tedirginlik içinde bir hastane bankına büzüşmüş oturan hasta yakınlarına durup dururken doğru düzgün biçimde isteğini iletmek varken, "
çekilin ayak altından!" diye bağıran; onlar anlamayınca da "
defolun buradan sersemler!" diye hakaret eden meslektaşını hiç ses çıkarmadan izleyen
diğer hekimler acaba sonra odaya çekildiklerinde "
ne yapıyorsun sen yahu?" diye
çıkışıyorlar mı?
Bunu yapmalılar.
***
Bazıları "
acaba Haşmet Bey'in başına bir şey gelmiş de laf mı sokuşturuyor?" diye soracaktır.
Hayır! Şükür ki, şimdilik gücüm yetiyor, sigortam var, üstelik tanınmış bir gazeteci olduğum için kötü muameleyle karşılaşma ihtimalim çok düşük seviyede. Özel sağlık endüstrisi öyle bir hale geldi ki, hizmette birbirleriyle nasıl yarışacaklarını şaşırıyorlar!
Ama sorun da tam orada işte!
Sağlık Bakanlığı'nın bunca kurumsal iyileştirme hamlelerine rağmen
devlet ve üniversite hastanelerinde hastalara karşı hoyratlığın önüne geçilemiyor.
***
Tanıdığım insanların neler yaşadığını görüyorum.
Tıbbi bürokrasinin azaltılması ve vatandaşa kolaylıklar sağlanmasının hastalar ve yakınlarında yarattığı memnuniyeti gözlemliyorum.
Ama sağılığın merkezi
hekim ilgisidir!
Dert orada!
Görüyorum ki...
Özellikle genç hekimler arasında çok güzel insanlar var.
Çok yaşlı hastaların kalplerini nasıl hoş tuttuklarına,
yoksulların dertlerini nasıl bir çırpıda çözüverdiklerine ve güler yüzlü tavırlarına şahidim.
Ama
bir münasebetsiz çıkıyor; hep aynı hoyrat ve itici davranışlarıyla
bir çuval inciri berbat ediyor.
Çare tabip odaları mı? Sanmam. Onlar ideolojik ve siyasi bir dilin içine sıkışmış durumdalar.
Oysa asıl "
insani" bir dile ve mesleki çeki düzene ihtiyaç var.