ABD Başkanlık seçimine az bir süre kalmışken...
Bu seçimlerde ırkçı savaş şahinlerinin halktan pek ilgi görmeyeceği az çok belli olmuşken..
Seçim ortamlarında "Obama Müslümandır, oy vermeyin" diye propaganda yapan Romney'e rağmen Obama'nın anketlerdeki oy oranı 4 puan yukarı çıkmışken...
Ve üzerinden 11 yıl geçtikten sonra 11 Eylül'ün dünyaya ne getirip ne götürdüğü tartışılırken...
Dünya 12 Eylül'e Libya'da ABD Büyükelçisi'nin öldürülmesi haberiyle girdi.
Bunu yapanlar...
Eylemlerinin dünyadaki bütün Müslümanların başına öreceği çorapları ve siyasi iklimin nasıl bir anda değişeceğini biliyorlar mıdır?
Yoksa umurlarında değil midir?
Ya da...
Kimdir bunlar? Neyin nesidir?
Sakın neo-con'ların gizli maşaları olmasınlar!
Yani asıl istedikleri belki de yeni bir İslamofobi dalgasını ateşlemektir.
***
Bu çerçevede...
Komplocu teorilerden hep uzak durmaya çalışmış olmamın...
Olayları
paranoyak kriterlerle değerlendirmek yerine
sosyolojik dinamiklere bakmayı tercih etmemin...
Hiç anlamı yok! Düşünün...
ABD'de yaşayan bir grup Kıpti bir araya gelmiş ve Peygamberimize hakaret eden bir film çekmişmiş...
Zaten burası bile yeterince karanlık!
Belli ki,
İslam dünyasına yeni bir tuzak kuruluyor.
Ve
bazı Müslümanlar ya bu tuzağa düşüyor ya da karanlık güçlerce bu tuzağa itiliyorlar.
İki açık hedef var...
Birincisini yukarıda anlattım; ABD Başkanlık seçimlerinin dengesi bozulmaya çalışılıyor...
İkinci hedef ise nüfusunun yüzde 7'sini Hıristiyan Kıptilerin oluşturduğu
Mısır'ın yeni ve güçlü siyasal çıkışını durdurmak...
Hem Suriye'yi, hem de İsrail'i hizaya çeken
Muhammed Mursi'nin Mısır'ı tabloyu bir anda değiştiriverdi. Şimdi ne idüğü belirsiz bir film sadece
Libya'da vahşi bir saldırıya neden olmakla kalmıyor,
Mısır sokaklarını da karıştırıyor.
***
Toplumların gidişatını sosyal-ekonomik-siyasal dinamikler belirliyor, o kesin!
Ama
tuzakların ve fesat düzenlerinin gücünü de asla hafife almamalı!
Bu gerçekten artık kaçamayız.
Dünyayı ve özellikle Ortadoğu'yu zor günler bekliyor!