Bir tür sihire inanıyoruz.
Daha doğrusu, inandırılmışız.
Mesela azıcık çocukça bir biçimde "bizde ırkçılık yoktur" diye inat edince...
Irkçılığın gerçekten olmadığına ve olmayacağına inanıyoruz.
Veya memlekette sosyal kesimler arasındaki adaletsizlik ve ayrımcılık göze batmaya başladığında...
Biri çıkıyor; "ne oldu bize, biz kardeştik!" diyor ya...
Hemen dertleniyoruz, gerçekten hep kardeşmişiz de, şimdi aramız açılmış gibi.
Ama bir durup düşünmek lazım! "Hayali iyilik"lere değil, iyi eylemlere ihtiyacımız var.
Sadece başka toplumların kötülüklerinden söz etmek de bizim toplumumuzu kendiliğinden iyi kılmaz, kılamaz.
***
Günlerdir
Emre Belözoğlu'nun
Zokora'ya ırkçı bir küfür edip etmediğini tartışıyoruz.
Keşke Türkiye'deki ayrımcılığı,
ilkokuldan başlayarak zihnimize enjekte edilen resmi ideolojinin içindeki ırkçı çekirdeği ve gündelik hayatımızdaki
sosyal nefreti de böyle uzun uzadıya tartışabilsek!
Düşünün...
"
Bizde sarı ırk yok, siyah ırk yok, kızıl derili yok, o halde ırkçılık da yok" diyen bir talim terbiye kafası rahatlıkla Nazilerin ne sarı, ne siyah, ne kızıl derili olmayan Yahudilere uyguladığı soykırımı da ırkçılıktan saymayabilir. Öyle ya, onlar da ne sarı, ne siyah ırktan!
Oysa bu kadar basit bir akıl yürütmenin bile yerle bir edebileceği bir kanaat sanıldığından çok daha yaygındır ve toplumun en tepe noktalarında taraftar bulmuştur.
***
İyi niyetle "
Biz hep kardeştik, ne oldu da şimdi birbirimize düşman kesildik, ne oldu da sosyal ayrımcılık başladı" diyenler dönüp dönüp okudukları binayı bir kenara bırakmak zorundalar.
Bu ülkede insanların kafatasları ölçüldü. Ders kitapları bir yığın ırkçı tezle dolduruldu.
1934 Trakya olayları, 1936 Beyannamesi, Dersim olayları ve diğer "Doğu İsyanları", 1942 Varlık Vergisi, 6-7 Eylül 1955 ve daha birçok olayın derin nedenlerini öğrenmeye yanaşmayacaksak...
Devletin en üst kademelerindeki ağızların ikide bir "
Ermeni dölü", "
Hain Arap" gibi deyimleri çekinmeden kullanışlarını sorgulamayacaksak...
Bu ülkeye dair hiçbir şeyi anlayamayacağız!
Kardeş bir Türkiye hayal ediyor ve istiyorsak...
Bu ancak
gelecekte olacak!
Şimdiden kendi ellerimizle kurmaya başlarsak...