Futbol Federasyonu'nun bugün alacağı karar ne olursa olsun...
Şu nokta artık çok açık: Futbolumuzda harç bitti!
Buna rağmen yapı paydos edilmeyecekse eğer, bu sadece zevahiri (yani görünüşü) kurtarmak içindir!
Kulüpler Birliği Başkanı Yıldırım Demirören "Hiçbirimiz Avrupa'ya gitmeyelim" diyor.
Birliğin temel fikrini de şu sözlerle özetliyor: "Önce Türk futbolunu kurtaralım, gerekirse bir, iki yıl fedakârlık yaparız!"
Düşünebiliyor musunuz... Ekonomik, sosyal ve sportif anlamlarıyla tam bir felaket niteliği taşıyan Avrupa'dan kopuş rezilliğini çoktan göze almış durumdalar.
Yeter ki, biraz medyatik makyaj yardımıyla eski düzen sürsün!
Aslında traji-komik.
Futbolumuzu bataklığa itenler, şimdi onu oradan kurtaracaklarına inanmamızı istiyorlar.
***
Hesapları şu...
Önce af çıkartılır veya şike hakkında karar verme süreci mahkeme sonucuna kadar ertelenir.
UEFA sert bir yaptırım uygularsa, derhal milli duygular kaşınır. "
Türklerden nefret eden klik UEFA'yı parmağında oynatıyor" propagandasına gaz verilir.
Esas zor olan nokta
Süper Lig heyecanının yeniden tesisi ve hem yayıncı kuruluşun hem de kulüplerin maddi tatminidir.
İşte bu yüzden pek yakında...
Futbol sektörünün güçlü kesimleri
şike tartışan yorumcuları yavaş yavaş ekrandan ve basından uzaklaştırsınlar diye medya yöneticilerine "
ricacı" olmaya başlarlarsa, hiç şaşırmayacağım!
Çünkü temiz futbol peşindeki spor gazetecileri yerine maç heyecanını ve rekabet duygusunu "
yağlayanları" öne çıkartarak kriz dönemini atlatabileceklerini düşünüyorlar.
Başka da bir çıkış yolları yok!
Başarıya ulaşırlar mı peki?
Köprünün altından çok sular aktı, hava değişti. Ama belli mi olur!
İzleyip görelim.