Medyanın malum kesiminde ikiyüzlülük diz boyu...
Attıkları manşetlerle, yaptıkları haberlerle Hrant'ın öldürülmesine doğru giden yolun lanetli taşlarını döşeyenler şimdi "nasıl oluyor da bu cinayetin arkasındaki örgüt ortaya çıkartılamıyor?" diye timsah gözyaşları döküyor.
Bal gibi biliyorlar.
Örgütün üzerine gidilse...
Yani Dink cinayeti ve benzeri cinayetlerin arkasındaki devlet-mafya-siyaset üçgeni açığa çıkarılsa...
Bu adamların gazetecilik kisvesi altında gerçekte neye ve kimlere hizmet ettiği de ortaya çıkacak.
***
Hâlâ yön saptırıyorlar.
En alçakça olanı da şu ki...
Dünya birdenbire ve bugün, bu iktidarda, bu yeni siyasal iklimde "
kirlenmiş" gibi yaparak
genç okurlarını kandırmaya çalışıyorlar.
Oysa biz daha önceki "
vukuatları"ndan bu adamları iyi tanıyoruz.
Uğur Mumcu'nun, Ahmet Taner Kışlalı'nın, Musa Anter'in ve diğerlerinin gerçek katillerinin paçayı kurtarması ve kamuoyunun yanıltılması için yapılan bütün
psikolojik harekâtlara katıldılar.
Mesela, eş dost arasında konuşurken "
Mumcu'nun MİT ve PKK'nın kuruluşu arasındaki ilişkiyi sorguladığı için öldürüldüğü tartışmasız bir gerçektir" deyip gazetelerine gittiklerinde belki bininci kez "
Mumcu cinayetinde İran kuşkusu" başlığı atmaktan utanmadılar.
***
Dün baktım...
Biri kalkmış, "
Türkiye'de yaşanan olaylar hiçbir demokratik ülkede yaşanmıyor" diye bitirmiş yazısını.
Doğru ama neden acaba?
Senin içinde yayın yönetmenliği de barındıran kırk yıllık gazeteciliğinin bunda hiç mi payı yok! Biri de hâlâ "
okey masasındaki çocuk nasıl Hrant Dink gibi birinin katiline dönüşüyor, beni ilgilendiren soru bu" diye yazıyor.
Sakın, o çocuklar kahvede senin çıkarttığın gazeteyi okuyor olmasınlar!