Başımdaki futbol derdi, iş güç, kış şartları falan derken...
Epeydir Ege'ye inemiyorum.
Fakat içimdeki ses haftalardır "hemen çık yola" deyip duruyordu.
Neden bilmem, bu kez canım Şirince çekiyordu.
Hatta sadece kitaplarımı alıp birkaç gece köyün oya gibi işlenerek pansiyona çevrilmiş zarif evlerinden birinde kalmayı planlıyordum.
Tabii ben bu hayaller içindeyken...
Bazı çevrelerin neredeyse bir tür "Şirince'yi Şirincelilerin başlarına yıkalım" kampanyası başlattıklarının farkındaydım. Yine de konu yetkililerin önüne geldiğinde Danıştay'daki karşı davanın sonucunu beklemeden yıkım emri vereceklerini sanmıyordum.
Bir baktım ki..
Aralarında Nişanyan evleri ve Nesin Vakfı'na ait binaların da bulunduğu 22 ev için yıkım emri verilmiş.
17 Şubat günü seçilmiş. Perşembeden köyün elektrikleri kesilmiş, buldozerler gelmiş.
Fakat çok ilginçtir, bu haber sosyal medyada duyulduğu anda ortalık ayağa kalktı.
Ve yıkım durduruldu. Şimdilik...
***
Peki,
İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı bu güzeller güzeli köyün sorunu ne?
Bazıları dikkatleri
Şirince'den uzaklaştırıp yazar
Sevan Nişanyan'ın veya orada
Matematik Köyü kuran
"yetmez ama evet"çi
Ali Nesin'in üzerine odaklamak istiyor.
Hayır! Bu sorun vatandaşın sorunu!
Şimdi düşünün...
Bir köyü tam 27 yıl önce SİT alanı ilan ediyorsun!
Sonra onca yıl boyunca devlet olarak doğru düzgün bir koruma amaçlı imar planı çıkartamıyorsun!
Yani köylünün arsasının üzerine özgün mimariye uygun olarak ev inşa etmesine; yıkık evini restore etmesine asla izin vermiyorsun!
Bu saçmalıktan usanıp inşaat yapanı da
"kanunsuz" iş yapmış durumuna düşürüyorsun!
Vatandaş diyor ki, "belirle kuralları, ona göre yapayım!"
Devlet de sanki diyor ki;
"Bana ne, daha çok beklersin! Çivi çakarsan seni oyarım!"
Oysa bir insan kaç yıl yaşar; bir plan kaç kuşak beklenebilir!
27 yıl boyunca bir imar planı çıkartmayı becerememek her şeyden önce
vatandaşın anayasal haklarını ihlaldir!
***
Şimdi ne olacak?
Tam olarak bunu kimse bilmiyor. Bekleyiş sürüyor.
Ama
İzmir'de
"konuşlanmış" ve siyasal nefret duygusuyla gözü kararmış belli bir çevre ve
işleri sürüncemede bırakmaktan kendine iktidar çıkartan bürokrasi gördü ki...
Şirince'ye sahip çıkanları tepelemek o kadar kolay olmayacak!
Gerçekten hukuk devleti olmak için vatandaşı insan yerine koymak gerekiyor.
Bu kadar yalın!
Yetkililere sesleniyorum.
Yıkmak çok kolay!
Bugün Şirince'yi, yarın başka bir yeri... İki buldozer ve zabıta gücüyle yıkarsın!
Neden Şirince'yi yıkmak yerine el birliğiyle
"yapma"yı denemiyorsunuz?
