Geçen yaz başıydı... İzmir'de kalabalık bir masada havadan sudan ve elbette siyasetten laflıyorduk.
Konu "CHP'nin yenilenmesi"ne gelmişti. "CHP'nin yenilenmesi beni ilgilendirmiyor, ben CHP'nin iktidar olmasını istiyorum" diyen bir işadamı sözünü şöyle bağlamıştı: "İktidar olacaksa eğer, şeytanla işbirliği bile yapabilir!"
Masadakiler genç işadamını başlarıyla onayladılar.
Birkaç gün sonraydı...
Bir kıyı kasabasındaydım. Aileden CHP'li emekli öğretmen ahbabımla sohbet ederken...
"Nasıl bir CHP istiyorsun?" diye sormuştum.
Çok katı bir yüz ifadesiyle hiç duraksamadan "Altı Ok'tan taviz vermeyen bir CHP!" demişti. "İktidar olma şansı var mı sence?" dediğimde, omzunu silkip bıyık altı bir gülümsemeyle cevaplamıştı: "Buralarda hep iktidarız."
Bu iki farklı değerlendirme tümüyle gündelik hayatın (sokağın), dolayısıyla da CHP'li seçmen dilinin yansımalarıydı.
Peki dikkat ettiniz mi, hangi yönleri ortaktı?
İkisi de hem örgüt hem de fikir olarak yenilenen bir CHP projesine temelden önem vermiyor, pek takılmıyordu. Dertleri başkaydı.
İşte buraya mim koymakta yarar var!
***
Biliyoruz geçen yaz başından bugüne
CHP yönetiminde çok şey değişti.
Ama gelecek seçimde CHP'ye oy verecek
kemik seçmenin zihninde o günden bugüne ciddi bir değişim yaşandı mı? Hiç sanmıyorum!
Kılıçdaroğlu'nu çok konuşuyoruz.
Alkışlayanların bazıları onda "
yeni Ecevit" potansiyeli görüyor.
Destekleyicileri arasında "
belki halkı ikna eder" türünden
siyasal bir kumara yatırım yapanlar da var.
Kılıçdaroğlu'nu eleştirenlere gelince...
Onlar da işin "
eğlenceli" tarafını buldular. CHP'nin yeni liderinin sabah ayrı akşam ayrı şeyler söyleyen; "
aslında Urfa'ya giderken Diyarbakır'a uğrayan" politikasıyla kafa buluyorlar!
Fakat
CHP tabanının siyasal ve sosyolojik direnç noktaları üzerinde duranlar yok denecek kadar az.
***
Oysa siyaset sadece
siyasal aktörlerden ibaret değildir.
Unutulmamalı ki, sandık vakti geldiğinde o partiye oy verecek olanlar
sadece partinin delegeleri değil, seçmenler...
Yüzde 6 puan alayım diye bin bir türlü siyasal manevra yaparken yüzde 16 puan kaybetmek de var!
Şimdi dürüstçe kabul edilmeli ki...
Sekiz yıldır CHP seçmenini şekillendiren şey CHP liderliği değil! Ne Baykal, ne Kılıçdaroğlu!
CHP'li seçmenin siyasal yönelimleri
iktidar partisi ve Erdoğan'ın icraat ve söylemlerine göre şekilleniyor.
Yeni CHP yönetimi başarılı olmak istiyorsa...
Bu çemberi kırmak ve
kendi seçmeninin vizyonunu yenilemek zorunda!
Hiç kuşkusuz, demokrasimiz için büyük gelişme olacak bu!
Peki mümkün mü? Çok zor!