U2'nun İstanbul konserinin başladığı saatlerde…
Uzun yolda, direksiyon başındaydım.
Yolun iki yanına dizilmiş kavun sergilerinden gözümü almakta zorlanıyordum. Bazıları güveç kapları ve çizik zeytin de satıyordu.
Önümde kamyonlar birikmişti. İstanbullular'ın bayram alışverişleri için sebze meyve taşıyorlardı ve o sırada benim için en güzel müzik bu kamyonların rampalardaki homurdanışlarıydı.
Bir ara aklıma İstanbul Olimpiyat Stadı'ndaki konser düştü.
Yavaşlayıp kenara çektim arabayı. Elimi cd kutusuna attım.
Zamanında bir U2 albümü atmışımdır belki kutunun içine, diye düşünüyordum. Yolun kalan kısmını grubun solisti Bono'nun o bazen "iç çekişi" andıran sesini ve gitarist Edge'in yalın gitar akorlarını dinleyerek gitmek fena olmazdı!
***
Baktım,
Gun's N Roses, Audioslave, Sertap Erener, Mor ve Ötesi, George Dalaras, Hindi Zahra…
Her türden müzik vardı cd kutumda ama
U2 yoktu!
Kırk yıllık tanışlarım, eski dostlar, eski sevgililer bunu bilseler, çok şaşarlardı.
80'lerden 2000'lerin başlarına kadar bu İrlandalı müzik grubunun şarkılarıyla yatıp kalkardım çünkü! Çalıştığım dergiler ve gazetelerde sık sık
U2 ve Bono haberleri yapardım! Radyo programlarımda "
Exit" ve
"Desire" en çok çaldığım şarkılardı!
Oysa şimdi hafızamı yokluyorum da…
Dört beş yıldır oturup U2 şarkıları dinlemek arzusu hiç geçmemiş içimden!
İşin doğrusu şu ki, 1991'de çıkan "
Achtung Baby" albümü benim için
görkemli bir kapanış töreniydi! Bu töreni uzattıkça uzattım; 2000'lerin başına kadar.
Sonra
U2 sanki bir uçak gibi benim müzik semalarımdan ağır ağır uzaklaştı!
Ve sanırım o sırada uzaktan kulağıma
"Staring At The Sun" şarkısının enfes melodisi geliyordu.
***
Konsere gitmediğime hafiften
pişmanlık duydum. Bu doğru! Dev sahne
şovu falan uymaz bana, ondan değil! Ama
Bono'nun sesi bambaşkadır, onu canlı canlı dinlemek güzel olurdu.
Kaç şarkıcı onun kadar güzel telaffuz eder
"love" sözcüğünü! Tuhaf bir sihiri vardır!
Fakat
"iyi ki gidip de tanık olmamışım" dediğim şeyler de olmuş konserde!
Mesela
Bono bir şarkısını 1995 yılında Lice'de gözaltında kaybolan
Fehmi Tosun'a adadığında neden söz ettiğini bile anlamamış bizim dinleyici! Çıtları çıkmamış!
Şarkıları ezbere bilen o arkadaşlar grubun
"Pop" albümünün kitapçığına baksalar, orada da
Fehmi Tosun'un adını görürlerdi.
Belki o günleri, gözaltında kayıpları, faili meçhulleri bir daha sorgularlardı.
Fakat bizimkiler ne yapmış, dersiniz…
Uzak sorunlar hakkında politikleşmenin o steril ve insana kendini pek modern gösteren coşkusuyla…
Burma'da askeri yönetim tarafından ev hapsinde tutulan lider
Suu Kyi'ye selam gönderince
Bono, çılgınca alkışlamışlar!
***
Yazımı yazarken…
Zihnimin kuytularından iki şarkı indirdim dilimin ucuna.
İki muhteşem
U2 şarkısı…
"One" ve
"With or Without You."
Sürekli mırıldanıyorum bu şarkıları.
Ama az sonra o çıktıkları yere dönecekler!
Öyle ya!
U2 kocaman bir
"şov makinesi" olmuş zaten, şarkıları da
"nostalji rüzgarı" nın parçaları!