Dünyayı, hayatı ve birbirimizi sevelim... Tamam! Ama sırnaşıp yaltaklanmak neyin nesi?
***
Genç bir adam... Dünyadan, siyasetten, adaletten söz ediyoruz. İkide bir "adil bir dünya değil bu!" diyor. Sonunda... Bir sessizlik anında "boş ver dünyayı" diyorum, "sen adil misin? Ondan haber ver!" Adaleti yeni baştan bulup inşa edeceksek, bu önce bizim içimizde olacak!
***
Şimdi daha iyi anlıyorum... Ağustos, ruhun sonbaharını emziren ay!
***
Bir kafedeyim. Neredeyse her duvarda bir televizyon aygıtı var. Gece haberleri veriliyor. Pakistan'daki sel felaketinden görüntüler geliyor ekrana. İftar sonrası art arda gelen çayın, kahvenin ve muhabbetin keyfini çıkartan erkekler görüntüler karşısında derhal "çık çık"lamaya başlıyor! Konuştuklarına kulak kabartıyorum. Biraz gayret etseler, felaketzedeleri perişanlıklarından sorumlu tutacaklar! Bazıları yardım kampanyasına hemen katılmış. Sözünü ediyorlar. Ama fena halde mesafeli bir halleri var. "Yaptığım bağış onları gelecekteki yeni bir felaketten kurtaramayacak" düşüncesi üzerlerine sinmiş. Kafedeki kadınlar farklı! İlginç! Onlar haberi sonuna kadar sessiz biçimde dikkatle izliyorlar. Felaket üzerine konuşmaktan utanıyorlar mı ne? Otuzlarındaki iki kadının yapış yapış sıcak şu ağustos gecesinde üşür gibi bluzlarını çekiştirdiklerini fark ediyorum.
***
Büyük rakamlar bizi uyandırmaz, daha çok uyuşturur... Bir televizyon kanalı ekrana sık sık şu yazıyı getiriyor: "Pakistan'da ne olduğunun farkında mısınız?" Ne yazık ki Pakistan'daki sel felaketini tam olarak anlayamayacağız. Çünkü yirmi milyon kişinin sel felaketinden etkilenmesi, on milyonunun açlık tehlikesiyle karşı karşıya olması insan aklının alamayacağı kadar büyük bir istatistiktir.
***
Flört dediğimiz şey artık bir tür piyasa... Orada "sevme"nin değil, "sevilme"nin değeri yüksek! Herkes neden durmadan birbirine eski sevgililerini anlatıyor sanıyorsunuz? Ne kadar
sevildiklerini ve ne az s
evebildiklerini kanıtlayabilmek için!
***
Hep iki "kişi"yi severek başlarız... Biri sevdiğimizin yanımızdaki hali, diğeri bizden uzaktayken zihnimizde bıraktığı iz. Bu ikisi birbirinden öyle farklıdır ki bazen, iki ayrı kişi gibidir. Sonra sürekli birlikte yaşamaya başlarız. Aylar, yıllar geçer. Sevgimiz
eksilmiş gibi gelirse, bundandır!
***
Dokunmak kadar açık seçik, bağıra bağıra şarkı söylemek kadar ferahlatıcı ve bir ikindi vakti toprağa uzanıp uyumayı andıran bir sevgi var mıdır? Olmalı.