Sanayi devriminin, insan azmi ve emeğinin muhteşem meyveleri, kuvvetin simgeleri buharlı lokomotifler...
Garipliğin, hasretin, buruk kavuşmaların, ayrılık acılarının, bitmek tükenmek bilmeyen yolculukların vagonları...
Upuzun düdüğü dakikalarca önce işitilen, geçişiyle yeri göğü inleten, insanda birdenbire üzerine atlayıp sonu belirsiz serüvenlere atılma hissi uyandıran yük katarları...
Neredeler şimdi?
Birçoğunun şimdi İzmir'in yaklaşık 80 kilometre güneyinde bir bahçede ebediyen dinlenmeye yattıkları kimin aklına gelir ki!
***
Çamlık Buharlı Lokomotif/ Tren Müzesi'ni nicedir ziyaret etmek istiyordum. Nihayet geçen hafta gittim, gezdim ve çok mutlu ayrıldım.
Çamlık neresi, derseniz...
Şöyle tarif edeyim.
Selçuk'a geldiniz. Ne
Şirince'ye saptınız, ne
Efes ve
Kuşadası yoluna! Güneye doğru devam edin.
Meryem Ana sapağını da geçin. Tatlı bir yokuş başlayacak. Rampanın tepesinde çamlar çoğalacak ve yol şirin bir kasabanın ortasından geçecek. Orada durun!
Bir müzenin değil de, bir bahçenin kapısını andıran ahşap bir kapı göreceksiniz. Sol yandaki gişede
Dilek Hanım yardımcı olacak!
Kapıdan içeri girdikten sonrası cennet!
Trenler, lokomotifler, vagonlar sizi hiç ilgilendirmese bile harika bir bahçede dolaşacaksınız, emin olun!
***
1918 Alman yapımı, zamanında
Zonguldak Çatalağzı hattında çalışan bir lokomotif ve arkasına bağlanan vagonda fotoğraf çekiyordum. El arabası gürültüsü duyunca dönüp baktım.
El arabasıyla işe koşturan kişi
Atilla Mısırlıoğlu'ydu.
Babası bir zamanlar adı
Aziziye olan Çamlık Tren İstasyonu'nda şeflik yapmış
Atilla Bey TCDD'den bu müzeyi 49 yıllığına kiralamış.
Kendi olanaklarıyla 30'dan fazla lokomotifi ve onlarca vagonu ayakta tutmaya çalışıyor.
Kutlanacak bir iş yapıyor. Ama zor bir iş.
Şu güneşli güzel havalarda bile müzeye uğrayan o kadar az ki!
Batılı meraklılar, görmek için kilometrelerce yol kat ediyorlar. Ama İzmir'de, Aydın'da oturanlar bile ya bilmiyor ya da bilseler de Çamlık'a kadar gelmeye üşeniyor!
Oysa önce biraz ötedeki
Kirazlı'da kahvaltı yapıp sonra Çamlık'ta müzeyi gezseler, nasıl hoşlarına gidecek!
***
Trenler, lokomotifler, garlar, istasyonlar dedik...
Cemal Süreyya'yı ve o güzelim şiirindeki küçük kızı anmadan olmaz şimdi...
"Afyon garındaki küçük kızı anımsa hani
Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı."