Güneydoğu'da bazı il ve ilçelerde üniversiteye girmek isteyen öğrenciler YGS sınavı için yaşadıkları yerden yüzlerce kilometre öteye gitmek zorunda kaldılar.
ÖSYM böyle buyurdu çünkü.
Mardin Kızıltepe'deki öğrencilere "Sen Eskişehir'de, Trabzon'da, Adana'da sınava gireceksin" dendi. Sınav yeri Kıbrıs çıkan bile var!
Şırnaklı birçok öğrenci yedi saat uzaklıktaki Elazığ'a gitmek zorunda kaldı.
Adını koymak gerek: Sınav sürgünü bu!
Belediyeler ve öğretmen kuruluşları seferber olup otobüs tuttular ama bütün bunlar rezaletin üstünü örtebilir mi?
Bazı kız öğrencileri aileleri göndermedi.
Hiç Cizre veya Kızıltepe dışına çıkmamış çocuklarının sabah Eskişehir'e gidip öğleden sonra dönüş yoluna düşmelerine ne akılları erebilirdi ne de gönülleri razı gelirdi.
Sonuçta çok yazık oldu!
Şimdi bölgede İlber Ortaylı'ya büyük öfke var.
Neden? Çünkü İlber Hoca geçen Şubat'ta "Türk devletinin tarihi temelleri" üzerine çok tartışılan bir konuşma yapmıştı.
"Darbe kaçınılmaz olabilir" gibi laflarının ve ırkçılık kokan yaklaşımlarının yanı sıra Ortaylı'nın "Doğu ve Güneydoğu illerimizde üniversiteye giriş sınavında kopya çekiliyor, ehil olmayan öğrenciler üniversiteye giriyor" ifadesi de dikkat çekmişti.
"İmtihanların asayişini iyi kontrol etmeliyiz" demişti Ortaylı.
İfadeye dikkatinizi çekerim; "asayiş!"
Şimdi oradaki vatandaşlar da soruyorlar: "Asayiş böyle mi sağlandı?"
İşte tam bu noktada durmak gerek.
İlber Ortaylı yanlış veya doğru fikrini söylemiş. (Geçen akşam Kafa Dengi programında Sırrı Süreyya güzel özetledi: "İlmi var, irfanı yok bir hoca!")
Yarın başka bir hoca veya eğitimci de başka şeyler söyleyebilir. Fikrimizi dile getirme özgürlüğümüz hepimizin en temel hakkı.
Ortada bir skandal, hatta bir zulüm varsa, ki var, sorumlusu ÖSYM'dir.
ÖSYM öyle geçiştirmelik değil, geniş bir açıklama yapmak zorundadır.
Merak ediyorum, ÖSYM bir poğaça alacak, çay içecek harçlığı bile zor bulan ama okumak isteyen yoksul çocukları yüzlerce kilometre uzağa gönderme vebalinin altından nasıl kalkacak?