Berlin'de hava dondurucuydu.
Düşünün, gündüz vakti eksi on sekiz santigrad...
Almanları bile şaşırtan bu soğukta dışarıda durmak imkânsızdı.
Noel pazarlarının şenlikli halinin; ışıltılı caddelerin güzelliğinin tadını bu kez pek çıkartamadım.
Ama dostlar sağolsun, muhabbet öyle güzeldi ki, ruhumuz ısındı.
İlginçtir, aynı günlerde İstanbul'u, Bodrum'u, Antalya'yı fırtına ve yağmur götürüyordu.
Doğa bize bir şey anlatmak istiyor ama kulak veren var mı, emin değilim!
Berlin'de ne işin vardı, diye soracak olursanız...
Nebil (Özgentürk) ve Ünal (Ersözlü) ile birlikte BETAK'ın davetlisi olarak söyleşi yapmaya gittik.
BETAK (Türk-Alman Kadınlar Birliği) alabildiğine enerjik, güleryüzlü ve çalışkan bir sivil toplum kuruluşu.
Biz onlara Türkiye'yi, onlar bize Almanya'daki Türkleri anlattılar.
Anladım ki...
Sarkozy, Merkel, o, bu...
Hepsi gelir geçer!
Türkler bütün sıkıntı ve engellemelere rağmen "Yeni Avrupa"nın kuruluşuna damgasını vurur.