Pek yapmadığım bir şeyi yaptım.
2012'nin "on dakika ara"sında salondan çıktım ve geri dönmedim.
O kadarı yeterdi çünkü!
Sinemaya iki saat sıkılmadan oyalanmak için gidenlere tavsiye bile edebilirim.
Fakat iyi bir felaket filmi seyretmek isteyenler için doğru tercih mi, emin değilim
Bu kadar tıka basa klişeyle doldurulmuş bir filme az rastlanır.
Bir de..
Adamın kadına tam "hayatım konuşmamız lazım, suskunluğun ilişkimizde derin bir çatlak oluşturuyor" dediği sırada depremin başlayıp yer çatlağının adamla kadının arasından geçmeye başladığı filmlere artık katlanamıyorum.
Bu nedir? Zekâ mı? Mizah mı?
Heyecandan gerilmemiz mi gerekiyor, gülmemiz mi?