Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Sokaksız "City"ler!

Geniş asfalt yolların iki yanına sıralanmış hepsi yepyeni dev binalar... Gökdelen yüksekliğinde boz renkli bir duvarı andırıyorlar.
Nerdeyse ıssız ortalık!
Oysa öğleden sonra 4 suları...
Çok uzakta bir güvenlik görevlisi dikkatimi çekiyor.
Bir iki kamyonet, bir iki de sürücüsü kadın özel araba geçiyor.
Söylendiğine göre çok canlı bir hayat var burada...
Peki nerede?
Uzun uzun bakıyorum etrafıma.
Şık fakat soğuk ruhlu bir bilimkurgu filminde gibiyim.
İstanbul'un yeni yapılaşma alanlarından biri burası.. Girişindeki dev tabelada "modern dünyanın yeni kenti" yazıyor.
Çok geniş caddelerin çevresine serpiştirilmiş adlarında "city"ler, "town"lar bulunan sitelerden oluşuyor.
Güzel! Temiz! Kaliteli!
İçlerinde bin bir türlü sosyal etkinlik var ama..
Dışarıda sokak yok!
Belli ki bu evlerde yaşayanlar çeşit çeşit "yer"lere çıkıyorlar ama "sokağa çıkmıyor" lar!
Orada oturan arkadaşıma "çocuklar ne yapıyorlar?" diyorum.
Öyle ya, onlarca kuşak çocukluğunu sokakta geçirmiş, sokağı arkadaş bellemiş, hava kararınca bile evden içeri girmek istememiştir.
Gülüyor arkadaşım: "Ne yapacaklar! Küçükler kreşte, ötekiler okul, dershane işkencesinde... Zaten sokağa vakitleri mi var? Boş vakitlerinde de play-station oynuyorlar!"
Ah, çekiyorum içimden.
Kıyısından köşesinden özgürlük hissi nerede peki? Sokaksız bilinir, öğrenilir mi bu his?
Sonra o güzelim semt ruhu... Azıcık isyan... Ve dayanışma...
Sokaksız nasıl serpilir bunlar?
Herkes biraz ötedeki "alışveriş ve yaşam merkezi"nde...
Oraya güvenlik kontrolünden geçip giriyor, filtrelerden geçmiş havayı soluyor, atrium mimarisinin ışığıyla aydınlanıyorlar.
Ne yalan söylemeli! Ben de seviyorum oraları!
Ama hiçbir alışveriş merkezinde, içimde önü alınmaz kıpırtılar, ıslık çalarak yürüyemedim!
Bu "modern kent"in yollarında dolaştıkça...
İçim sıkılıyor.
İçim sıkıldıkça da, kendi kendime diyorum ki; "hayat seninle dalgasını geçer, çok geçmez, böyle bir yerde oturmaya başlarsın, hem de bayıla bayıla!"
Son çare olarak şiire sığınıyorum.
Nasıldı Ahmet Telli'nin o güzelim şiiri?
"Anısı biz olalım bu sokakların
Öpüşmediğimiz tek saçak altı
Hiçbir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim, kent güzelleşsin"

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA