Bu köşede 90 Dakika konusunu bir daha açmamaya kararlıydım.
Ancak geçen hafta sonu Bodrum kalabalığının orta yerinde başka bir gerçekle yüzleşmek zorunda kaldım.
Yollarda karşılaştığım yüzlerce insan beni durdurup 90 Dakika'yı sordu.
Her seferinde "NTV'yle aranızda bir şey mi var?" diyerek söze başladılar.
Mesela liman yolunda önümü kesen Gaziantepli bir beyefendi açık açık "ne oldu, NTV'yle kavga mı ettiniz?" diye sordu.
Eşinin ifadesi daha da ilginçti: "Sizinle NTV arasında sevgi ilişkisi var, sanıyorduk!"
O zaman düşündüm ki... Yanlış anlamaları önlemek için birkaç satır karalamak gerekiyor.
***
Doğuş Yayın Grubu'nun tepesinde Genel Müdür
Cem Aydın var.
Cem,
Yeni Yüzyıl'dandır.
Unutanlara hatırlatayım; kurucu ekibinde bulunmaktan onur duyduğum Yeni Yüzyıl gazetesini Okay Gönensin yönetiyordu. Ben Pazar ekinin yayın yönetmeniydim.
Gazetenin gencecik, zımba gibi üç yazı işleri müdürü vardı.
Cem Aydın da
haber müdürümüzdü.
Gecenin geç vakitlerine kadar iyi bir haber bulabilmek için çalışır, sonunda masasına başı düşer uyuyakalırdı.
Cem'le yakınlığımız o zamanlar başladı ve sürdü.
Uzun sözün kısası...
Aramızda
dile dökülmemiş bir uyumsuzluk, dışarı yansıtılmamış tatsız bir çatışma falan olamaz!
***
90 Dakika'nın kaldırılmasında imzası olduğu iddia edilen NTV'nin iki yeni yöneticisine gelince...
Yaşamdan Dakikalar programını bir yıllığına bıraktığımda Kanal 24'ün yönetimindeki
Mustafa Hoş, sık sık beni arar "
bizim kanalda bir şeyler yapalım, sana dair iyi projelerim var" diye ısrar ederdi.
Oysa benim bütün istediğim
90 Dakika dışında program yapmayıp bir süre kafamı dinlemekti. O yüzden Mustafa'nın tekliflerini her seferinde üzülerek reddediyordum.
O Mustafa şimdi
NTV'de...
Şimdi neden "şunlara hiç haber falan vermeden programı burada bitirelim!" desin, değil mi?
Ömer Özgüner ise arkadaşım...
Yıllar boyu medya sektöründe yaşadığım ve kimselere açamadığım özel sıkıntıları paylaştığım arkadaşım.
***
12 yıl boyunca NTV'ye gitmek benim için hep bir sevinç vesilesi oldu.
Kapıdaki güvenlik görevlilerinden reklam departmanı çalışanlarına kadar, hepsiyle gönülden sevgi ve saygı ilişkim var.
Hele
spor servisi...
Onlar benim göz bebeklerim, dinamik bilgi kaynaklarım, gerçek dostlarımdır.
"Taraftarı buraya getirirsem 90 Dakika'cılar görürler günlerini!" diye çirkin imalarda bulunan bir kulüp yöneticisine "
Taraftarı oraya buraya götürenleri koltuktan da taraftar götürür" diyecek kadar
yürekli gazeteciler vardır o serviste!
***
Yani sevgili okurlar...
Sevgili 90 Dakika izleyicileri...
Benim NTV'yle de, yeni yönetimiyle de hiçbir "
kavga gürültüm" olamaz.
Zaten bir programı başlatma ve bitirme kararı kanal yöneticilerinin bileceği iştir.
Böyle karar verdiklerine göre, demek ki bir "bildikleri" var. İşin orasını daha fazla uzatmamalı.
Ben NTV'yi hep sevdim, seveceğim.
Meslek hayatımdaki yeri öyle güzel ve ayrı ki!..
Ha!..
NTV kendini seviyor mu peki?
Bir süredir...
İşte ondan emin değilim.