Bu kez, maçın en güzel hareketi "tribünlerden" geldi. Fenerbahçe'nin sahaya taziye pankartı ile çıkmasına Galatasaray seyircisi kayıtsız kalmadı. Yıllar sonra ezeli rekabette ilk kez bir takımın seyircisi, diğerini alkışladı. Centilmen başkan Özhan Canaydın keşke bu sahneyi, yaşarken görebilseydi...
Her iki takımın futbolcuları da biraz dikkatli ve şanslı olabilseler, daha maçın 15'inci dakikasında skor 2-2'ye taşınabilirdi. Galatasaray sağdan Keita, soldan Giovanni ile topu kanatlara taşıyıp, rakibinin defans dengesini bozmaya çalıştı. Giovanni Gökhan'ı hayli zorladı. Bu dakikaların en başarılı ismi, her gediği tıkamak için olağanüstü çaba harcayan Lugano idi. Emre'nin yokluğunda Selçuk, Mehmet Topuz ve Özer'in sorumluluğu artmıştı. Ama hiçbiri, sorumluluk almak istemedi. Üçü de topu alır almaz Alex'e vermekten başka bir şey düşünmedi. Alex de ilk yarıda Mehmet Topal'ın gölge markajından sıyrılamayınca Fenerbahçe'nin gol şansı uzaktan şutlara, duran toplara ve Guiza'nın kişisel yeteneğine terk edildi. Nitekim gol de Selçuk'un neredeyse Selamiçeşme'den vurup, Mecidiyeköy'de gol olan şutuyla geldi.
YARDIMSEVMEZ YARDIMCI
Cüneyt Çakır'ın yardımcıları ona yardımcı olmamak için adeta birbirleriyle yarışır gibiydiler. 19. dakikada Guiza'nın gol vuruşu, inanılmaz bir ofsayt kararının kurbanı oldu. 15 dakika sonra bu kez Keita, Jo ve Giovanni neredeyse birer buçuk metre ofsaytta iken, yardımcı "Devam" dedi. Neyse ki haftaya damgasını vurması muhtemel pozisyon, golle sonuçlanmadı. Lugano'nun, ceza sahasında Gio'yu omzundan çekip indirdiği pozisyona hakem Çakır penaltı verse, kimse itiraz etmezdi.
Guiza düşman hatlarının gerisine paraşütle atlamak zorunda kalmış bir pilot gibiydi. Her pozisyonda elini kolunu sallayıp, arkadaşlarından yardım istedi. Gelen giden olmayınca mecburen teslim oldu.
Galatasaray, Fenerbahçe'yi ne zaman yenecek? Yanıtı basit: Maziyi unuttuğu zaman! Zira sarı-kırmızılılar Fenerbahçe karşısına "geçmiş skorları yüklenerek" çıkıyorlar. Bu ağırlıkla koşulur mu? Bu stresle gol vuruşu yapılır mı? Bu yükle köşeye giden topa uzanılır mı?
Fenerbahçe ise bir kez daha hasta yatağından "Galatasaray hapı" ile doğruldu. Eminim her Fenerbahçeli, şampiyonluk yolunda aynı düşü görüyordur: Her lig maçını Galatasaray ile oynamak...