PEK çok kez yazdım, ama kendimi bir kez daha yazmak zorunda hissediyorum. TRT, yıllarca emek verip yetiştirdiği genç spiker ve sunucuları dururken, neden "popüler" isimleri program sunucusu olarak ekrana sürer? Yüz binlerce aday arasından yazılı ve sözlü sınavla seçilen, yıllarca aşama imtihanlarına tabi tutulan, Türkçe'nin nasıl kullanılacağını en yetkin isimlerden öğrenen bu pırıl pırıl gençler, TRT'nin loş koridorlarında kaybolup giderken, sadece "popüler" olduğu için mikrofonu ellerinden kapanlara lanet okurlar... İki hafta önce bu sütunlarda sizlere manken Deniz Akkaya'nın TRT-1'deki "Eğlence Zamanı" adlı programı sunacağını haber vermiştim. Deniz ilk programın ardından apar topar gönderildi. Gerekçe; "Türkçe'yi yanlış kullanması" idi. İyi de zaten amacınız "İyi Türkçe konuşan birinin program sunmasını sağlamak" ise elinizdeki gençlerden yararlanırsınız. Yok, özel kanallara öykünüp, "reyting yarışının içinde ben de olacağım" diyorsanız, "popüler" sunucunuzun hatalı Türkçe kullanımını sineye çekersiniz. Ama koca kurum yaz-boz tahtasına dönmüş bir kere... TRT, TÜBİTAK değildir. "Deneme-yanılma" yöntemi, asli görevi "en doğruyu halka en düşük maliyetle ulaştırmak" olan devlet kuruluşu TRT için hem maddi açıdan hem de prestij yönünden "pahalı" bir tercih değil mi? Deniz Akkaya