Tü tü tü tü maşallah, pehlivan tefrikası olur inşallah. Bazı diziler bir başlıyor, durdurabilene aşk olsun.
Yarım saat, 1 saat, 1,5 saat filan derken 2 saate yakın sürüyor bölümler. Niye mi?.. Niyesi basit ve bencilce. Karşısında rakip dizi var. En az onun kadar uzun olmazsa zaman akışında kara delikler oluşur, reytingi düşer, birinciliği kaptırır.
Ağır toplar ağır geliyor
Ana Haber Bültenleri yarım saate indi malum. Saat 20.00 deyince, yani televizyonların altın saati olan Prime Time başlayınca ağır top diziler giriyor yayına. Ama birinci dizi uzayınca sırada bekleyen ikinci dizi saat 22.00 sularında boy gösterebiliyor ancak.
Haydi yatağa
Prime Time 23.00'de bitiyor ama ikinci diziler hala devam ediyor. Çünkü onlar da 65-70 dakika arası (reklamsız) Bu sırada genel izleyici sayısı düşmüş, ahalinin bir kısmı uykuya doğru yollanmış oluyor.
Hangi dal bu?
Bakıyorsun saat 24.00 dizi halen devam etmekte. Sonuçta ne oluyor, ikinci dizinin reytingi düşüyor. "Benden sonra tufan" diyen yapımcılar diğer yapımcıları vuruyor, üzerinde oturduğu dalı kendi kesiyor.
Akıllı adamlar
Kanal yöneticileri de zor duruma düşüyor elbette. Adam çekmiş, uğraşmış didinmiş. İlaveten akıllı (!) davranmış, kurgu yönetmenine; "tut şunun ucunu uzatalım abi" kıvamında talimat vermiş.
Uzun uzun öpüştür
Bardak mı düşecek, adam bir yere mi koşacak, esas oğlan kızı mı öpecek, bütün bu sahneler mesela 2 dakikada başlayıp bitse de olur mu? Olur ama, sen yine de uzat. Oğlan kıza acuk daha yumulsun, adam koştuğu hedefe 20 saniye sonra kavuşsun. Ne güzel di mi?
Zor durum
Sonra bu kadar uzun halde kanala teslim edilen banda bakıp; "kes şunun 20 dakikasını" demek emeğe saygısızlık gibi oluyor, içinden çıkılması zor bir durum meydana geliyor.
Kağıt üstü
Bir de PT 3 (Prime Time 3) dediğimiz programlar var. Aslında en geç 23.15 sularında başlaması gereken programlar onlar. Kağıt üzerinde; eğlence, magazin, talk şov, haber, yarışma, tartışma formatları bu saatlerde girecek yayına. Ama asla olamıyor tabii ki. En az 23.30'da başlıyor bunların yayınları. Aralarında 24.00'de ya da daha sonra başlayan programlar gırla.
Dalga dalga yayılıyor
Şimdi yeni bir icat daha çıktı. Büyük dizilerin tekrarları öğlen kuşağında, ana haber öncelerinde, ilaveten 24.00'den sonra da giriyor.
Televizyon kanallarında bir dizi enflasyonu, işgalidir gidiyor. Tak dizinin bandını, bak rahatına mantığı dalga dalga yayılıyor.
Yaratıcılık, sahicilik, yaşamın diğer renkleri, belgeseller, kültür sanat programları, haber yapımları üvey evlat kadrosuyla baykuş hastalığına tutulup uyku bilmeyenlerin seyirliği oluyor.
Köyün delisi
Bunları bir tek ben yazıp söylediğim için de adım ya "kendini düşünen" adama ya da " köyün delisine" çıkıyor.
Bu mevzu daha çok uzatılır ama, "ben bugün çeyrek sayfa yerine yarım sayfa yazdım aynen koyun sayfaya" diyemem ki. Çünkü gazeteler, yazar çizerin istediği, canının çektiği gibi yönetilmez ki
Tehlikeyi sezenler var
Az öteye yazdıklarımı sezen yöneticiler de var elbette. Kendi kanalımda, atv'de üst düzey yöneticilerin bazı yapımcılara "yayın akışlarının bir bütün olduğunu, takım oyunu oynandığını kibarca hatırlattıklarını" bazen gözlerimle görüyor, kulaklarımla duyuyorum.
Toleransı zaaf, talimatı tavsiye gibi algılayan o yapımcı dostlar yakında değişik tavırlarla karşılaşırsa darılma gücenmeleri olmasın.
Saner Ayar diyor ki
Bir başka kanalın Show tv'nin süvarisi Saner Ayar da aynı dertten dertleniyor. Süper Poligon'la yaptığı söyleşide bakın ne diyor; "Yeni giren işlerin yüzde 70'i düşer. Yeni istatistikler, geçen haftaki istatistikler hepimizi çok korkuttu. Doğru düzgün biten hiçbir iş yok. Bizim ve diğer kanallar dahil."