Biz küçüktük, Üsküdar'a şehir tiyatrosu açtılar. Doğancılar Yokuşu' nda, parkın tam karşısına getirip kondurdular tiyatroyu. Çocuk oyunlarını, mesela Tom Savyer'in maceraları'nı seyretmekle başladı seyirci maceramız. Hala devam ediyor, hala seyirciyiz ne güzel
Ekmek kuran
Büyükler için oynanan oyunlara da giderdik bazen. "Azıp kudurmayacağımız. Annemizi babamızı rezil etmeyeceğimize" ekmek kuran üstüne yemin edip, söz verince sepet olup takılırdık kollarına.
Söz
Bir gün "Suna gelmiş. Altına ettiriyormuş adamın" dedi Teyzem. Topuzlu mu Çatıdaki Çatlak mıydı net hatırlamıyorum. O iki oyundan birinde baş rol oynuyordu Suna Pekuysal. Yemin ettim, söz verdim beni de götürdüler o komik kadına.
Elli yedi
Çocukken sahnesini izlediğim birini, şu kart horoz günlerimde de yine sahne tepesinde görmek enteresan bir duygu. Kaldı ki öncesi de var. Ben henüz 51 yaşımdayım, Suna abla ise sahnede 57'yi devirmiş, vay bee!..
Kapıdan "Memlekette emeklilik yaşı 65. Avrupa Birliği de bastırıyor. Emekli olmanız lazım Suna hanım" demişler, gülmüş. "Kapıdan kovsanız bacadan girerim" demiş.
Aşım ışığım
Şimdi yüreği yeten bu çatal yürek sanat yiğidini kovsun bakalım tiyatrodan.
" Her sezon kapanışında ağlarım.
Bu 4 ay tiyatromsuz nasıl geçecek diye afakanlara boğulurum. Benim aşım, ekmeğim, suyum, ışığımdır tiyatro.
Sanatçının emekli olması eve gidip ölümü beklemesidir . Ölüm bir tiyatrocuya piyesini oynarken gelirse yakışıklı ölümdür " diyen bu dev çınarın, bırakın kökünü kurutmak, dış kabuğunu çiziktirin gücünüz varsa görelim.
Yay
Suna Kan benzer şeyler söylüyor. Diyor ki; " Kemanımı, yayımı benden alacak babayiğit daha anasından doğmadı." Ayten Gökçer fırlıyor aradan. 2 ton konuşuyor; "Sanatçıyı emekli etmeye çalışmak. Onu en verimli çağında sahnesinden koparmak, katliam yapmakla eş değerdir. 75 yaşındaki Yıldız Kenter hala parıldıyor sahnede . Hangi kuvvet nasıl söküp atar onu oradan?.." diyor.
Aman haa!..
Bazı siyasiler sanatçıyı belli bir yaştan sonra emekli etmeyi düşünüyor da, emekli siyasetçiye pek rastlanmıyor ülkemizde. Yaman bir çelişki doğrusu. El oğlu duysa güler halimize, aman ha!..