Şurada Polis Bayramı'na, yani 10 Nisan'a ne kaldı? Yine parıldak demeçler, teşkilatın nasıl geliştiği yolunda hamasi ve kallavi nutuklar günü geliyor.
Lakin yaptığım kısa bir araştırma yıllarca polislik yapanların beden sağlığında çok da bayramlık bir durum olmadığını ortaya koyuyor.
Bunu nereden çıkardığımı söyleyip, sonra konuya duhul edeceğim sizi. Malumunuzdur, on yıllardır aktif ya da dolaylı biçimde polis muhabirliği yapmakta şu kardeşiniz. Böyle olunca da şu ya da bu yaşta veya rütbede tanıdığınız, ahbaplık ettiğiniz bu emniyetçilerden bazıları peyderpey emekli oluyor zaman içinde.
Emekli olur olmaz
Sonra bir bakıyorum çoğu, jübile yapmış futbolcu misali göbeği salıyor, tombikleşip formdan düşüyor. Yine bir zaman geçiyor ve duyuyoruz ki; falanca eski müdür ya da emekli baş komiser filanca önemli bir rahatsızlık geçirmiş, ya da hakkın rahmetine kavuşmuş.
Bu kafamı kurcaladığı için (evet başka işim yok) yaptım o araştırmayı. Sonunda emekli polislerin yakalandığı meslek hastalıklarını buldum. Sırasıyla sayarsam; kalp, damar ve şeker hastalıkları bunlar. Sebebini ise uzmanlar aşırı strese ve sürekli ayakta durmaya bağlıyor.
Fena mı ettim?..
Peki bununla bitiyor mu? Hayır. Tekaüt emniyetçilerimizde sıkça görülen diğer hastalıklar da şunlar: Siroz, sara, göz bozukluğu, katarakt, hepatit, kanser, ruh ve sinir hastalıkları... Bunu niye yazdığıma gelince. Belki buradan okuyanlar olur. Önlemi daha şimdiden alır. Bayram öncesi teşkilat avans falan verecek değil nasılsa. Bari biz uyaralım bir hayrımız dokunsun dedim. Peki fena mı ettim?..