Aşkale Kaymakamı Mustafa Özsoy'u "Son Köroğlu" diye tanımladık. Riyanın, partizanlığın, yükselen(!) ve ihya eden değer olarak göründüğü iklimimizde, kara bulutlar arasından "cee" diyen bir güneş parçacığı gibi parladı çünkü. Devlet onu "Beni orada temsil et. Hakkı hukuku devletin ve milletini koru" diyerek görevlendirdi, o tam da kendisinden isteneni yaptı. Mercedesli yeşil kart taşıyıcılara, sahte faturalarla devleti kazıklayan muhtarlara pabuç bırakmadı ve mücadele etti. Karşılığında takdir değil baskı görünce de verdi istifayı. Buzlar Çözülmeden'in meşhur deli kaymakamına benzettim onu. Namuslu, dürüst, adil ve gözüpek. Deliliğine gelince. Bu devirde "pozisyon" terk edip istifa eden adama da deli denmez mi? Zaten atalarımız da; "atın eşkinine doru, erkeğin yiğidine deli derler" dememiş mi?..