Pek çok kişinin henüz mahkeme tecrübesi yok. Kimi davacı, davalı, sanık ya da tanık olarak mahkeme hakim karşısına çıkmıştır ve eminim herkes farklı şekilde farklı hislerle ve başka gözle algılayıp mahkeme sürecini yaşamıştır. Her mahkeme aynı olmaz ya da eş davalarda bile farklı sonuçlar çıkabilir. Malum kanun bazı şeyleri ne kadar belirlese de yine de belirsiz kısım hakimin görüşü ve düşüncesi doğrultusunda şekillenir, yorumlanır.\r\n\r\nGeçtiğimiz günlerde Münih Eyalet Mahkemesi’nde gerçekleşen bir olaya dikkat çekmek istiyorum. Konu medyada da geçiş biçimde yer aldı. Münih’te birkadın Oktoberfest de bir kişiyi bıçakladığından dolayı, cinayete teşebbüsten yargı önünce çıktı. Bıçaklanan şahıs alkollü şekilde gecenin bir saatinde ırkçı ve yabancı düşmanlığı içere sözler savuruyor, bu esnada söz konusu kadın ile karşı karşıya geliyor ve kadın bu kişiyi bıçaklıyor. İşte bu olayın nasıl geliştiği bir muamma ama savcılığa göre kadın cinayete teşebbüs ediyor.\r\n\r\nBu olay medyada çıkınca o gece orada bulunan İsviçre’de yaşayan bir Alman işadamı tanık olarak ortaya çıkıyor ve o gece orada gördüklerini detaylı bir şekilde anlatıyor. Tabi ki durum böyle olunca kadının cinayete teşebbüs etmediği ortaya anlaşılıyor ve aslında saldırıya uğramaktan kendini korumak için girişimde bulunuyor.\r\n\r\nBu durum kadın savcının hoşuna gitmiyor. Elbette mahkemenin de hoşuna gitmiyor. İşte tam o anda savcılık, Alman iş adamı tanığın tutuklanmasına karar veriyor. Durum şaşkınlıkla karşılanıyor. Bir tanık tutuklanabilir ama bu çok nadir gerçekleşir. Buradaki amaç kişiyi biraz korkutup doğruyu söylemesini sağlamak. Orada bulunan basın mensuplarının haberine göre bunu gerektiren bir durum bana göre mevcut değil. Kişinin detaylı ifade vermesi ve bazı şeyleri iyi hatırlaması, karışık bir olayı aydınlatması rahatsızlık verince tanık apar topar tutuklanıyor.\r\n\r\nİşte bu durum sözde düzgün ve adil olan Alman hukuk sistemine bir gölge düşürüyor. Eğer bu olay Türkiye’de olsaydı neler yazılıp çizileceğini bilmek bile istemezdim. ‘Türkiye’de adalet yok, baskıcı sistem’ gibi suçlamalarla karşı karşıya kalırdık. Ama sözde demokrat ve adil olan ve Münih gibi bir Eyalet Mahkemesi’nde böyle şeyler olması düşündürücü. Davada cinayete teşebbüsten dolayı yargı önüne çıkması bile yersiz.\r\n\r\nBir avukat olarak adalete inanmak ve güvenmek isterdim. Bazen inancım tavan yaparken, bazen de böyle dibe vuruyor. Her şeye rağmen bazı şeylerin çözümünü yine de yargıya bırakmalısınız. Kendi başınıza hareket etmemelisiniz, çünkü bunun da örneklerini ne yazık ki yaşıyoruz. İnsanlar bazen adalete güvenmedikleri için kendi başlarına girişimde bulunuyor.\r\n\r\nHerkese iyi haftalar dilerim...\r\n\r\n