Altmış saniye dediler, sonra on saniye dediler... Şimdi de elli saniye çıkmış...
Depremde erken uyarı.
Kahramanmaraş'ta deprem olduğu zaman bu ancak elli saniye sonra İskenderun ve Hatay'da hissedilmiş.
İyi bir erken uyarı sistemi olsaymış bu sayede Hatay'a otuz-kırk saniyelik bir "zaman tanıma şansı" verilebilirmiş...
Çünkü fay çok uzunmuş, bir ucundan bir ucuna ulaşması zaman alıyormuş.
Bravo. Sabah 4.17'de olan depremi 4.16'da hissedeceklerdi.
Koca koca profesörler söylüyorlar bunları, haber oluyor.
Bu kafayla devam ediniz.
***
Şimdi de
İstanbul'un
"toplanma alanları" tartışılıyor.
Çok yer varmış ama hiçbiri kalmamış.
Muhalif gazeteciler elbette hemen iktidarı suçluyorlar.
Boşluklar imara açılmış, binalar yapılmış, para kazanmışlar...
Yani Altılı Masa iktidarda olsaydı hiçbir yer açılmayacaktı!
Özgürlük Parkı,
Demokrasi Parkı falan...
Adı güzel ya, insanlar sabah 4.17'de toplanıverirler oralara.
Belki yarısı özgürlüğü seçer, yarısı demokrasiyi.
İster on saniye içinde, dilersen altmış saniye içinde kalkıp çıkacaksın,
"evine en yakın park ve bahçeye" intikal edeceksin.
Yanına su, yiyecek, radyo falan almayı da unutma.
Deprem kışın oluyorsa palto da götür.
***
İşte bu yüzden bu alanların imara açılmaması, yolların da otoparka dönüşmemesi gerekiyormuş.
"Adeta otopark" diyorlar, ne demekse?
Ne hikmetse de bunlara genellikle CHP'nin elindeki belediyelerde rastlanıyor.
En başta da
İmamoğlu'nu hatırlıyoruz.
Hadi gene iyisiniz, Altılı Masa seçimi kazanırsa belki dört yanınız yeşillikle dolar.
Kurtulanlara temiz hava iyi gelir.
Deniz kenarları da boş kalsın.
Betona katacağınız midye kabuğunu nereden bulacaksınız?