Joe Biden adı verilen ve Türk hükümetini devirmeye çalışan bunak, konuşmasını önündeki "prompter"dan okurken yüksek sesle "parantez içlerini" de okumuş.
Kendisine yazılı olarak "burada dur, bir nefes al", "burada dinleyicilere bak ve gülümse" gibi komutlar veriliyordu ama bunları okumuyordu hiç olmazsa...
Şimdi bunu da aşmış, artık "cümlenin sonu" ya da "cümleyi tekrar oku" gibi komutları da "dillendiriyor"...

***

"Prompter" denilen alet ülkemize Turgut Özal zamanında geldi.
Özal'ın "irticalen" konuştuğunu sananlar "vay be, ne kadar da düzgün konuşuyor" diye şaşıyorlardı.
Sonra işin püf noktası öğrenildi ve yeminli Özal düşmanı kazmalar bunu hem küçümsediler hem aşağıladılar. Elbette.
Bendeniz de on yıl prompter'la çalıştım.
Çabuk alışmıştım ama zor iştir.
Prova yapmadan çıkarsan "çuvallama" ihtimali yüksektir.
Yazılar kameranın önünden belli bir hızla akarlar. Bu hızı arttırıp eksiltmek "prompter operatörünün" insafına kalmıştır. Yani, onunla iyi geçinmen şarttır!
Okuduğunu asla çaktırmayacaksın!
Yani, donuk nazarlarla hep aynı noktaya bakmayacaksın.
"Bizim zamanımızda" prompter metninde parantez içi açıklamalar yoktu, henüz bunamamıştık.
Ama boşluklar oluşabilir.
Paniğe kapılmayacaksın, es vereceksin, yazının geri gelmesini bekleyeceksin.
Kimi zaman da küt diye duruverir.
Bir avantajım, kendi yazdığım yorumu okumaktı.
Prompter durduğu takdirde lafın gerisini getirecek yeteneğim de çok şükür vardı. Ne diyeceğimi biliyordum.
Kaç kere böyle oldu, kaç kere...
Bu arada "Engin yapıyor, biz de yaparız" diyen çok kişi madara oldu.
Kamera affetmez.
O gün gergin misin, sinirli misin, kendine güvenin mi yok, keyfin yerinde mi, seyirci ilk beş saniyede şıp diye anlar.
Çünkü bu bir "yakın plan" işidir.
Bu işe heves edeceklere bir "tüyo" vereyim:
Oturunca ceketin arkası kalkar ve ceket ensede toplanır. Sevimsiz bir görüntü oluşur.
Bunu önlemek için ceketinin ucunu hafifçe "poponun altına" sıkıştıracaksın!
Kravatın düğümü de çok ama çok önemlidir. Kötü düğümlenmiş bir kravat seyirciyi hemen senden soğutuverir, lafını dinlemezler. Yayına girmeden sekiz kere kontrol edeceksin.
Diri olacaksın, seyirciye baygın gözlerle, "akşamdan kalma" gibi bakmayacaksın.
Diksiyonun ve "artikülasyonun" da çok düzgün olacak tabii, ne dediğin anlaşılacak.

***

Joe Biden, bir ara yardımcısı Kamala Harris'ten söz ederken de "başkan" demiş!
Allah mı söyletiyor?