Bu memlekette cumhuriyet ile demokrasiyi "aynı şey" sanan salak çoktur.
Kendilerine yıllardır dünyanın en ileri demokrasileri İngiltere, İspanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Danimarka'nın cumhuriyet olmadıklarını, buna karşılık Hitler Almanyası'nın da Stalin Rusyası'nın da birer cumhuriyet olduğunu hatırlatırız ama boşuna...
Bu dünyaya ham gelmişlerdir ham gideceklerdir.
Şimdi de "Cumhuriyet nasıl savunulur" diye düşünüyorlar...
Herhalde Şehzade Abdülhamid Osmanoğlu Efendi'yle ya da Temel Karamollaoğlu'yla ittifak yaparak değil!
"Ulusal bilinçle, Türkiye'nin bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği ve siyasal birliğine toz kondurmayan politikalarla" savunulurmuş.
Bunu önce HDP ile gizli ittifak halinde olan altılı masaya, sonra da dönüp bizi Amerika'nın kucağına bırakmış İsmet Paşa'nın ruhuna söylemeleri gerekir...
CHP Genel Merkezi'ne telgraf çekseler de aynı kapıya çıkacaktır.
FETÖ ve PKK hükümlülerini bir çırpıda serbest bırakmak, Türkiye'nin bağımsızlığı ve bütünlüğü yolunda adım atmak mıdır?
Vah vah...
"Laikliğe kararlılıkla sahip çıkılarak, emperyalizme karşı mücadele edilerek (Sovyet emperyalizmine karşı mücadeleyi babam da yapardı)" savunulurmuş...
Bunun dışında liyakat, üretim ekonomisi, planlama gibi "günün moda terimlerini" harmanlıyorlar.
Bu cumhuriyetin değil, günümüzün CHP'li köşe yazarlarının söylemidir.
Gazetelerden okuduklarını satıyorlar.
"Gazete aydını" olmaktan kurtulup "kitap aydını" olabilseler bayağı bir yol alacaklardı.
"Örgütlü emekle" savunulurmuş.
Cumhuriyetin ilk otuz yılında emek pek örgütlüydü maşallah, yalnızca grev, sendika, dernek, parti, yayın organı yasaktı, eh artık o kadarcık kusur da olurdu...
"Kamucu iktisat politikalarıyla..." Yani devlet kapitalizmiyle, öyle mi?
"Akıl ve bilimi önceleyerek..." Yani Güneş-Dil Teorisi, Orta Asya'dan göç yolları haritası falan yumurtlayarak...
"Kuvvetler ayrılığıyla" savunulurmuş.
Bunu da başta Atatürk olmak üzere ilk Meclis'i kuranlara, sonra da hem CHP hem DP yöneticilerinin ruhlarına hatırlatmakta fayda olabilirdi...
Cumhuriyetin "kuvvetler birliği" ilkesine göre kurulup yürütüldüğünü ya bilmiyorlar ya görmek işlerine gelmiyor.
Bazılarının cumhuriyet ile demokrasiyi karıştırmaları gibi, bunlar da cumhuriyet ile Cumhuriyet Halk Partisi'ni karıştırıyorlar.
Eh, otuzlu yıllarda ikisi iç içe geçmemiş miydi canım?
Desenize, genel başkanı "Atatürk'ün Köy Enstitüleri'ni kurarak işe başladığını" sanan bir partinin sıra amigolarından başka da ne beklenirdi ki?
Bir politikayı İnönü uygularsa iyi, Erdoğan uygularsa kötü!
Bu kafayla girsinler bakalım seçimlere.
Ben söyleyeyim kendilerine, cumhuriyet nasıl savunulur:
Nagehan'ı gezmeye götürerek!