Kendimi bildim bileli duyarım: Günün birinde İstanbul trafiği öyle içinden çıkılmaz bir hale gelecek ki, herkes arabasını olduğu yerde bırakıp gidecek!
Hep yaklaşıyoruz ama o gün bir türlü gelmiyor.
Acaba gerçekten gelir mi?
Hani kar bastırınca yaşananlar gibi...
İstanbul trafiğine son bir yılda 247 bin 415 araç eklenmiş.
Millet aç ya... Ondan herhalde.
Manda yoğurdu yiyemeyen halkımız o parayla araba alıyor olmalı.
Böylece İstanbul'un toplam motorlu araç sayısı 4 milyon 688 bin olmuş.
Aşağı yukarı her dört kişiye bir tane...
Canım, bunların 3 milyonu otomobil, 96 bini minibüs, 37 bini otobüs, 747 bini kamyonet, 437 bini de motosiklet.
Otomobil sayısı amansızca üstün. Her beş kişiye bir adet.
Parasızlıktan olmalı.
Havadaki "partikül" sayısı da artıyor tabii...
O kadar ki, birtakım uzmanlar "Durakta otobüs bekleyenler maske taksınlar" demişler.
Pandemi maskesi değil, "kalıcı" maske...
***
Çözüm nedir?
Çözüm yoktur.
İstanbul bir canavardır.
Canavarla baş edilemez.
Yeşile saldırdıkça, orman içlerine yeni yeni siteler domaltıldıkça bunlara yeni yeni yollar da yapılacak, bir süre geçici bir rahatlama sağlanacaktır.
Burjuvazi kendince bir çözüm buldu, kuzeye kaçıyor. Fakat bu yeni sitelerin, bu uydu kentlerin "ömrü" de ortalama beş yıl.
"Asude" diye gittiğin belde ortalama beş yıl sonra "çekilmez" hale geliyor.
Kimse "toplu taşımacılık" falan diye ukalalık etmesin.
Kimse özel arabasından vazgeçmez.
Ne arabasından vazgeçer, ne mangalından.
Pek pek, gitgide artan benzin fiyatının da etkisiyle trafiğe daha az çıkar olur.
Her gün işe gitmeme lüksü varsa. Bu bir çözüm değildir.
İnsanlar hava kirliliğinden patır patır düşüp ölmeye başlayınca da bunun elbette "ilahi" bir açıklaması bulunur...
Nitekim olası bir büyük depremde bir milyon kadar kişi ölünce de "vah vah" denilip geçilecektir.
Kimse "tek plaka çift plaka" diye de çokbilmişlik etmesin.
Nasıl kontrol edeceksiniz?
Kimse takmaz.
"Drift" atan hayvana engel olabiliyor musunuz ki?
Ancak akşamları televizyon haberlerinde görünce içinizden kalaylarsınız, o kadar.
***
BİZ DE YEDİK
"Bizim hiçbirimizin bireysel beklentisi yok."
Kemal Kılıçdaroğlu
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz