Bak sen, yılbaşını evde kutlamanın keyfi 100 liraymış. Ya da 100 liradan başlıyormuş.
Eee, ne olmuş yani?
Bunu, hükümete kamış olsun diye, iri iri yazıyorlar...
Okuyan "bu kadar da olmaz ki canım" diyecek.
Üfff, çok para!
Marketten torba getiren çocuğa elli kuruş bahşiş veren ve küfür yiyen "tutumlu" vatandaş...
Bu gibi "gazlarla" emekli memurları gıdıklıyorlar.
Ki, Kılıçdaroğlu iktidara gelsin de otuz iki lira altmış beş kuruşa yılbaşı kutlaması yapsınlar.
Yapacaklarını sansınlar.

***

Hamama giren terler, yılbaşı kutlamak isteyen parasını bastırır.
Ne hikmetse başka hiçbir zaman insanın aklına gelmeyen gereksiz yiyecekler yılbaşında gelir: Kuruyemiş...
Cevizli sucuk... Mumbar...
Meyve... Sanki başka zaman yemiyorsun.
Hindi... Sanki rahmetli baban da yerdi.
Televizyon... Sanki hiç seyretmiyorsun.
O yemekler kalacak ve ziyan olmasın diye üç gün boyunca yenecek, bunu unutma.
Nedir o gecenin ayrıcalığı?
Bir takvim cilvesini kutluyorsun alt tarafı.
Üstelik "keyfi" bir takvim değişikliği, o gecenin diğer gecelerden hiçbir farkı yok, hiçbir önemli değişim ya da dönüşüm olmuyor o gece.
24 Aralık gecesini anladık, dönüm noktası, günler uzamaya başlıyor, burada öyle bir şey de yok.
Nedir o "girdik girdik" diye alkış tutmalar?
Nedir o havai fişekler?
Zıp zıp zıplamalar...
Dünyanın başka yerlerinde senden önce girdiler, daha başka yerlerinde de senden sonra girecekler. Nedir senin ayrıcalığın?
Ve nedir o, Taksim Meydanı'nda sarhoş lumpenlerden yenilen parmaklar?
İçine çöken çimdikler?
O güzel popona yazık değil mi?

***

Kimse zırlamasın.
Aslında kimse zırlamıyor da, solculuk ettiğini sanan çapsız gazeteciler onların adına zırlıyorlar.
Madem kurufasulya pilav yemek, üstüne çayını içip, film seyredip vakitlice yatıp uyumak seni mutsuz ediyor, elini cebine atacaksın...
Ertesi gün de "başım ağrıyor" demeyeceksin.
Arabanı sağa sola çarpma, kimseyi öldürme. Takla atma, durağa girme.
Her şeyin bir bedeli var hemşerim.
"Yılbaşı bahane, eğlence şahane" diyorsan para harcayacaksın işte.
Aşını da yaptırmamışsın... Maskeni de çıkarıp atmışsın...
Fırsat bu fırsat diye yakaladığını öpüyorsun...
Kalabalığa da gir, pamukla tanış.



Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz