Cumhurbaşkanı Meclis'e girince AK Parti ve MHP milletvekilleri ayağa kalkıp alkışlamışlar.
Fakat CHP milletvekilleri ne alkışlamışlar ne de ayağa kalkmışlar.
Büyük bir terbiyesizliktir.
O gelen adam, istediğin kadar nefret et, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkanıdır.
İster partili olsun, ister partisiz olsun.
"Sizin Kenan" gibi darbe yaparak gelmemiştir, Meclis'e "çökmemiştir", seçim kazanmıştır.
Ama şu sistemle, ama bu sistemle.
AK Parti genel başkanına özel bir saygı göstermek zorunda değilsin ama Türkiye'nin cumhurbaşkanına göstermek zorundasın. Kişiye değil, makama.
Herkes de buna mecburdur.
Yerli yabancı herkes.
İYİ Parti milletvekilleri de ayağa kalkmışlar.
Kendisini sevmeseler bile...
Meral Hanım kalkmamış.
"Ayol ben milletvekili değilim ki, dinleyici locasındaydım"...
İşte bunun için cumhurbaşkanlığına adaylığını koymayacak. "Manevi evladı" İmamoğlu'na çalışıyor.
Çünkü İYİ Parti adı verilen topluluk o hanımı bir beş yıl daha o locada oturtmaz.
Seçimden sonra gene "istifa ettim" numarası çekmeye kalkarsa bakarsınız kabul edivermişler!
Yeni yumurtanız Kılıçdaroğlu yeni bir yumurta yumurtladı:
Erken değil, "derhal" seçim!
Bundan böyle bütün "kurmayları" da papağan gibi bunu tekrarlayacaklarmış.
(Kurmayları varmış.) Nasıl yani, hemen yarın mı?
Hemen yarın Meclis seçim kararı alsa, en erken 4 Ocak 2022'de yapılabilir.
Kışta kıyamette... Kar tipisi altında...
Doğu Anadolu yolları da kapalı...
İlkbahara kalırsa da ona derhal değil, mis gibi erken seçim denir işte.
Meclis'te de ne böyle bir niyet, ne böyle bir girişim, ne böyle bir eğilim...
Demek ki boş laftır.
Bunun boş laf olduğunu en iyi Kılıçdaroğlu bilir.
Reklamını yapan basın eşekleri de bilirler ama kendilerini alamazlar...
Yazıktır.
Kimlere mi? Bu zırvaları para verip alıp okuyan emekli memurların gözlerine.
Belki de ıhlamurun ya da açık paşa çayının yanında iyi gidiyordur, ne bileyim ben?